Dostlarımızın bize gösterdiği sevgiyi abartmamız, duyduğumuz minnetten değil, takdire ve sevilmeye ne kadar layık olduğumuzu herkese göstermek içindir. LA ROCHEFAUCAULD
Paylaş
içime çekmeden deniz’in kokusunu duymadan martıların çığlığını çiçekler doğurup pencereme bırakan gün’ün eteğinde vızıldayıp duran yaban arıları kadar m u t l a k t ı r a ş k odaya dolan tek başınalığın yankısıdır yanı başımda ah mir’im! başka bir renk çarpmamıştı bu denli gözüme alçalsa gökyüzü başıma omzuma sokulsa rüzgar bakmazdım gidenlere
yine de;
öksüz akşamlarda dirilir hasret ’ne prangalar eskittim’ der ya şair öyle zincirleri yere çalar yalnızlığım
kaybolduğum düş sahilinde mercan dişli ayırt edişlerdir onlar lime lime ayrılıkları yazar elleri sonra gümüş rengi ay eski şarkısını söyler yine dalgalara mehtap üşengeç tir o gün gelmez ağırlamaya derinlere sokulursun hani sanki çekecek biri üzerinden örtüsünü kalkacak ve aydınlanacak karanlığın yüzü sözler yalancıdır suskunluklar bunun yarısı
akşamın efkarında yeminsiz çözülmeler dir gözlerinle ben arasında yaşanan çözülen buğuyla inkara yeltensen geleceğin/ geçmişin esareti sahipsizliğin bir de ıslak köpek yavrusu gibi
biraz n a z ı m biraz da h ü z z a m yazıldı bu yüzden s e v d a çatısız konaklarda esareti bilenlere haber gitti gecenin ağzından duymadılar/ duyulmadı...
en çok sabrı tükettik ahval’imiz de ipleri çözülmüş kuklalar gibi düştük yakasından hayatın. sığınmak için erken/ başka şeylere yeltenmek için geçti anlamadık
cümlelerin dudaklarımıza verdiği o kekremsi acı yakıyordu genzimizi
ki
ağlanacak halimize gülmeyi hayatı çok ciddiye almayı susmayı... en son da susturulmayı/ sevdik! anlamsızdı oysa hepsi
yedi rengin kuytusunda aniden boy veren iğde ağacının toprakta tırmanışıydı hayat ısrarsız... olanca kararlılığıyla...
satır sonunda;
soluduğun havaya karışacağımı bilsem toz olur bulutlara yaslardım bedenimi uçardım sonra kumrunun kanadında göğüslerdim geceyi gündüzmüş gibi sen kendinden kaçarken ben sen de takılıp kalırdım temelli açılırdım düş sahilinden binlerce kere düşerdim aşk sandalından onlarca kere ’evet’ derdim düşsem de kahretsin/ evet!
üvercinka’yı ararken şiirlerde sana rastlardım hızır misali bir iz/ bin yaşamak olsa giderdim ekmek/ musaf değeri...
hayat bıraktığını tutmayacak kadar mesafeli
yazgısında duranlara söylenecek sözler belli
nöbetsiz hapsoluşlarım çok olmuştu ancak/ gecesiz karanlığa ilk bakıyordum derinliğin arsız lığında bir somun kadar kutsaldı adın tevekkülle sol uyuşum harfleri ufalan’ışı satırların dilimin ucunda
uzak diye bir yer yoktu ya yarı yaşanmışlıklar sadece ışıkları sönmemiş m e m l e k e t şehirlerinden bakıyorsun hala gözlerim ufkunda sevda dudaklarım mavi bir hüznü taşıyor
karanlığa basma diye yanar k e n t i n ı ş ı k l a r ı
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
mercan dişli ayırt edişler şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
mercan dişli ayırt edişler şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Güzeldi,içime işledi yorulmadım okumaktan. Enfesti ,hüzün kapladı dört bir yanı. Efkarlandım ,vessalam dedim tüm ağlayan gönüllere Yalnızlıktı,koca bir zamanın orta yerinde Cümleten bir dostça serzenişti yaşananlara
Sevgili maide şair kaleminizi ilk defa okudum ve anladım ki şiir adına ne kadar geç kalmışım yüreğinize dizelerin duygu yoğunluğu imgelerin yerli yerine oturması ve hayata ne kadar tutunmak isterken geç kalmışlık ...
Fon ve aktarılan duygular büyüleyici ve ben bu şiiri gece sessizliğinde bir daha bir daha yudumlayacağım
Şiirin seçkiye girmesini bekliyordum ama giremedi... Güzel bir anlatım vardı oysa. Fakat şiiri çok dağıtıyorsunuz. Bence şiiri ikiye bölerek 1.2 diye de sunabilirdiniz. Daha güzel şiirlere dek...
"içime çekmeden deniz’in kokusunu duymadan martıların çığlığını çiçekler doğurup pencereme bırakan gün’ün eteğinde vızıldayıp duran yaban arıları kadar m u t l a k t ı r a ş k odaya dolan tek başınalığın yankısıdır yanı başımda ah mir’im! başka bir renk çarpmamıştı bu denli gözüme alçalsa gökyüzü başıma omzuma sokulsa rüzgar bakmazdım gidenlere"
Ne diyeyim ki ahh ne desem ki bu dizeler, bu müzik bu şiir büyüsü! Ben bu şiiri günlerce okuyup dinleyebilirim Senin güzel sevecen yüzünün, tebessümünün eşliğinde Evet yorum bile yapamıyor insan Gönül telin tirremiş belli ki bizim de titredi gönlümüz Sonsuz selam ve sevgilerimle kutluyorum bu güzel nadide şiirinden dolayı Sen de on parmağında on hüner olanlardansın ince ince işlemişsin şiirini has ipeğin yarısıyla gönlüne sağlık canım