köprübaşı tadımlık
epey olmuş görüşmeyeli
Köprübaşı bir kalabalık hiç yaşlanmamış rüzgar delice savurup ayaz diyeli almış caddelerin tozunu öfkesi yine hazanlık dumanımdan aleni çalar baharcığa son kozunu oynuyor var bir tuhaflık gri bulut bezgin bikarar düşenler haliyle tanıdık ağır aksak öylece yığılırken donacak nerdeyse saçaklar dizelerde saklıydı oysa beyazlık tek tek tellerine sığınırken nasıl uçup gitsin yıllar desene tutmuşlar direği ağarsa ne olur saçlar istemez artık bir küreği buza bürünmüşken goncalar dilimin ucunda sıcacık elleri bir şiir meydan okuyup dağıtırdı ya ürkekliği bu sokaklar az çok ihtiyar az biraz sıkıştırsak donup kalırsa yüreği bir otobüs üç dolmuşa kim bilir neyi hatırlar nerde kaldırım eskileri hele eylülden bir konuşsak sürüklenirdik belki yokuşa sızardı kimse bilmesinleri onlar mahcup biz bahtiyar Köprübaşı bir adımlık unutulmuşluk ince bir zar hasret o günleri duyuşa bir ederse nazar güç bela şu çaydanlık hışımla fokurdar mı fokurdar ne bardaklar kırılır ela gözlere yazar mı yazar bu içi geçmiş delikanlılık ne sigaralar sarılır bir kıvılcımlık tutuşa bakışlar çatır çatır gökyüzü uzar mı uzar çokta razı değil ya uçuşa birden ortaya satır satır dökülen bu şiircik kuşa sorulur aşka zahmet bin hatır dr.süreyya burak önder |