yıllar yıllar öncesi
hatırlar mısın her güldüğünde
yakınlaşırken bir arpa boyu nisan kaçmış kahverengine sohbetimiz hep demli çay koyusu gözlerin değerdi gözlerime birden biterdi körebe oyunu tutunurken ellerin ellerime başlardı aşkın malum sorusu diyorsun nerde nasıl şimdilerde eşlik eden serçe korosu hatırlar mısın her baktığımda sızlatırdı bir esinti şarkıları ne söylediyse artık o ağaca hafiften alkış tutan yaprakları düşerdi yine eylülün kucağına hani gider ayak tuhaflıkları hayranlıktı saçını topladığına aramızda sırdı fısıldadıkları diyorsun şimdi o eski rüzgara savur gitsin mazide kalanları her ağladığında hatırlar mısın uzunca misafirdi bulut buğusu sızıp kalışına sessizdi yanağın bende yapışırdı yetim korkusu masumluk deniziydi uzaklaştığın kaldı mı ki sahi hiç yolcusu düştü düşecek derken dudağın sarardı beni bir gonca kokusu diyorsun şimdi bırak yorma kolay dağılıyor o gül kurusu her daldığında hatırlar mısın yıkanırdı hazanın sarıları umrumda mı koca şehir yansın mehtap çıkmasa ne var akşamları aldırmazdım kıskanan kıskansın hüznün üstüne gece ayazları derdik bir ara üşüdük sansın bağlayıp durmazdık karaları diyorsun şimdi neden falcısın üç vakti geçti satır araları dr.süreyya önder |