bir zamanlar bendeniz
bendeniz bir zamanlar
en sonuncusuydum sınıfın omuz kol mesafesinde pek bir küçüktüm tahta kılıç kemer kılıfın üç boy uzunuydu rüzgarla haşır neşir değildim kuş dediğin dururdu kafesinde babasının kuzusuydu bir çok arkadaşım hayaller tutsun tutmasın olmadık yerlerdeydim kimsenin bilmediği seferde ötekiler kusura bakmasın başka bir çocuk arzusuydu kimseciklere söyleyemedim bir serçe dostumdu bir kar bir de henüz tanıştığım minare sapanıma ikide bir derdim sakın ha hiç birini vurmayın güneşte ne malum bir hare ben kadar şiirler yutar hayranlığım bir çok ki beyaz tanelere gökyüzünden melekler inerdi dizlerimin yarasına ağlamaklığım tutar tek tek öpünce geçerdi bir avuç masum duasına sakın ha sıkılırım sanmayın beceremediğim oyunlar zıp zıp zıplamalar hevesinde hiç olmadı ki ruhum bir karışıma sığan toprağın ve ezanların her nefesinde bir gün çıkıp yetişince o tohum acele ederdim Allahı görmekte umrumda değil inanan inansın koşup dururdum her seferinde sokağın uslu çocuğuydum sonuçta ufacık bir insansın aslında ne kumru ne kuğuydum artık kulağımda yankılanmasın neyse o manavlık şu ahretlik te hiç uçmadım hiç süzülmedim yeter ki tasalanmasın boynum kimseye bükülüp te oyuncak uçağa hiç üzülmedim arsızlık dediğiniz yabancıydı kimse kusura bakmasın parası olsa babam almaz mıydı dr.süreyya burak önder |