0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
105
Okunma
Yüce dağları aşmak kolaydır da,
Gönül dağlarını aşmak zordur.
Şehir-şehir, ülke-ülke dolaşmak kolaydır da,
Gönülde ki sokaklarda şaşırmamak zordur.
Öyle şartlar oluşur ki...
Denizleri geçer gidersin de,
Bir bardak suda boğulur kalırsın.
Ellerin derdine binbir çare üretirsin de,
Kendi derdine bir çare bulamazsın.
Gün gelir...
Fıçılar dolusu zehirler içirir de felek,
Irmak kenarında bir yudum su vermez sana.
Olmaz dediğin işler gelir başa,
Zehir katarlar evinde kaynayan aşına.
Ne zannediyorsun sen hayatı?
Hep güllük gülistanlık mı?
Sen gitte onu bir de bülbüle sor bakalım!
Bir zalim avcı gelir, vurur, kırar kanadını.
Uçamaz, yerlerde seker durur,
Sonra bir hınzır kediye yem olur gidersin.
Eller ile her türlü mücadeleyi edersin de,
Senin en yakınında ki tuş eder seni.
Hemde hiç beklemediğin bir anda.
Dağların karı, buzu erir gider de,
Gönlünde ki karlar bir ömür erimez.
Ondan sonra saçlarından kış eksik olmaz.
Bağlara hazan güzün vurur da,
Senin bütün ömrün hazan olur gider.
Onun için ne oldum deme ey gönül!
Ne olacağım de.
Hayat bir gemi de yolculuk gibidir,
Fırtınanın nerede ne zaman çıkacağı belli olmaz karşına.