karanlığın düşüncesi
günlerdir karanlık beyaz bir kefen biçiyor ömrüme
yüzünde tedirgin, külden bir sessizlik gizlenmiş kemiklerimi kemiren yirmili yaşlarımın şizofren tınısıyla geçmişimin soğuk iç acılarının günlüğünü okuyorum dumansız ateşlerle yürümediğim saklı kentler kan kaybederken aşk tezgahlarında cansız bir gölgeydim terlenen çocukluğum tenimden süzüldüğünde ve benden önce yaşlandığını görünce anladım ki zaman insana cezaeviymiş bağrı yan4ık uykularımla kaç zamandır görünmeyen yanına imanın. şartıyla vuruyorum şeşperimi karanlığın düşüncesinde gizlenen kül rengi bir uçurumun kıyısında acılarım içimde volta atıyor kac gündür bitmeyen bir fırtınanın okyanuslara savurduğu eski bir heyecanın sabrıyla deniz feneri gibi yanıp sünen gözlerinin ışıltısını bekliyorum incelen zamanın kıyısında çığlığımı özlemin yaşattığı acıyla büyütüyorum ölüm ölüm günlerdir beni kuşatan karanlığın içinde adını haykırıyorum varsın çatlatsın bedenimi soğuk bir hasret yüzündeki saklanan sessizliğe çığlık olacağım küllerimden doğarak... |