Salacakİstanbul boğazı seyirli evlerde Beklenirdi...geceler... Üsküdar sahilini düşlerdi gönüller... Mesai bitimiyle başlardı geziler... Salacak açıklarında adacık Kollarında kız kulesi Maziden... gizemli abidesi.. Cama değerken kaşıklar sesiyle şenlenirdi Demli çaylar.. Bazı akşamlar kol kola sahillere eşlik ederdi dostlar.. Mehtap da olurdu bizimle Değmeyin keyfimize.... Balıklar kıpır kıpır yatırılmış Tahtalar üstüne.. Dilinde..iğne yarası... Atmak isterdim denize.. Öyle bir dalga ki.. Sürükleyip götürsün Mavi denize.. Zıplaya zıplaya Ölünürmü.. Böyle göre göre Mideye gömülür mü.. Balık ekmek Beklerken masada Bu ne şen kahkahalar... Bazı akşamlar Çiçekçiye düşerdi Yollar.. İstanbul boğazı Seyirli Şensözlü dostlar.. Susamlı halkalar.. Bir de mehtap olurdu Geceleri...... Balık ekmeği boşver.... |
---------------------EFTELYA----------------------
1891’de istanbul’un büyükdere semtinde doğdu; 15 mart 1939’da aynı şehirde öldü. jandarma yüzbaşısı yorgaki efendi’nin kızıdır. babası musikisever bir insandı; evine gelen konuklar için saz çalar, genç eftalya da babasının sazı eşliğinde şarkı söylerdi. "deniz kızı" lakabının ilginç bir hikayesi vardır. eftalya hanım genç kızlığında sıcak yaz gecelerinde bazen babasıyla, bazen de tek başına, büyükdere’den sandalla denize açılırdı. "mehtabiye" denilen musikili boğaz gecelerinin bu yüzyıldaki bir uzantısı sayabileceğimiz bu sandal safalarında eftalya gece boyunca şarkılar söylerdi. halk gece karanlığında yüzünü göremediği, sadece sesini uzaktan duyabildiği bu esrarengiz genç kıza "deniz kızı " adını takmıştı. aleko bacanos’un "gel ey denizin nazlı kızı " sözleriyle başlayan çok ünlü acemaşiran şarkısı eftalya için bestelenmiştir.
-------------------------KENDİ KALEMİNDEN EFTELYA----------------------
ben beş altı yaşından beri bu ismi taşırım. hatta daha garibi "eftalya" ismini yadırgarım. asıl ismim "deniz kızı" imiş gibi gelir. "deniz kızı" ismi bana nasıl verildi? çok küçüktüm. babam saza pek meraklı idi. misafirleri geldiği zaman o saz çalar, ben de şarkı söylerdim. büyükdere’de otururduk. mehtaplı gecelerde daima saz alemleri yapardık. o zaman babam bütün gece bana sandalda şarkı söyletirdi... sesim az zamanda bütün boğaziçi’nde meşhur olmuştu. geceleri mehtapta bizim sandalın arkasına 20-30 sandal takılır beni dinlerlerdi... fakat hiç kimse benim kim olduğumu bilmiyordu. halbuki incecik sesiyle şarkı söyleyen bu gece şarkıcısına bir isim takmak lazımdı... "deniz kızı"... "deniz
kızı" demeye başladılar. işte bu "deniz kızı" beş yaşındaki eftalya idi. o zamandan beri deniz kızıyım...
)(-)(-)(-------EFTELYA----)(-)(-)(
Her akşam boğaz’ın serin suları
Seni hatırlatır bana Eftelya
Büyükdereden yaz akşamında
Bir kayık açılır içlere doğru
Nasıl yankılanır o güzel sesin
Açıyor denizde akşam safası
Büyeler herkesi güzel Eftelya
“Mehtabiye”denen sandalda safa
Nedim’i aratmaz Altın boynuz’da
İnsanlar sadece sesini duyar
O güzel büyülü yaz akşamında
“Deniz kızı”sanır herkes bu sesi
Oysa “deniz kızı”sensin Eftelya
Seni dinleyenler hep aşık olur
Her gece pişinden kırk sandal gelir
Mehtap eşliğinde büyük haz alır
Musuki merkezi Darülelhan’da
Ne fasıllar geçti senli dönemde
İlk bayan solistsin Türkiye’de sen
Ata’ma da şarkı söylemişsin sen
Ey “ deniz kızı “güzel Eftelya
Mehtaplı geçenin büyülü sesi
Pek çok İstanbullu bilmez ki seni
Haliç’te bu yürek nasıl atıyor
Sen yoksun mah’ım çabuk batıyor
O sakin boğazı görmek ne mümkün
Köprüler,gemiler bilsen Eftelya
Şu taş plakta ki o sesin var ya
Alıp götürüyor beni Eftelya
Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz