sokaklarda yürüdüm bugün siz gibi kalabalığınızda ne çoksunuz tanrım ne çok çekirge sürüsü gibi
kiminiz kol kola yanak yanağa kiminiz üçlü beşli yedili ne rahat ne de çok konuşuyorsunuz cırcır böcekleri gibi
kiminiz çarptı bana istemeyerek kiminiz omuz attı pardon diyerek kiminiz bet bet baktı kiminiz korna çaldı oha diyerek yollar sizinmiş gibi
“oysa kazılmış çukurlar vardı, ölü sıçanlar ve akbabalar…”
ben de yürüdüm şapkam parkam botlarım ellerim ceplerimde ışıklı vitrinler gördüm seyyar satıcılar dilenciler mağazalara girip çıktım sizden biriymiş gibi
biliyor musunuz atlar tepişiyormuş cehennemde eşekler arada kalmış Rus uçağı düşürmüşüz geçenlerde Amerika’ya heyyt demişiz Azez’i bombalamışız obüslerle atları değil ama eşekleri öyle yazıyor gazeteler
sevgililer günüymüş bugün biliyor muydunuz biliyordunuz tabii ama söylemediniz
“Yol bitmiş sonra, çıkmışım sokaklarınızdan. Şehrin dışına…”
yeşermiş buğday tarlası dikenli katırtırnağı ağacı elinde yarım simitle ben atıl bir kaldırım taşı üzerinde şubatta yaz gelmişmiş gibi
bir kız diyorum o zaman yamalı şalvarlı soluk mintanlı ak yazmalı şu buğday tarlasında orak biçiyor bu yaz sıcağında seyreylesem doyasıya ama güneş gözlerimi alıyor “Gri bir sis perdesi; bulanıklık… Yaygaracı çekirgeler; uğultu… Başım dönüyor, gözlerim kör…”
boğazıma ilmek mi geçirsem acaba istemeyerek içsem mi şerefinize tiksinerek dağlara mı gitsem yoksa ama sürü sürü kargalar gökyüzünde çığlık çığlığa
“Galiba ölüyorum ben. Usul usul. Hem de isteyerek…”
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
14 ŞUBAT şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
14 ŞUBAT şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.