kaç zaman sonra gelirsinsaat yine zamana oynuyor. rahminden yeni doğdum anamın. zamansız bir kanama içindeyim, göğsüm üstünde acılar tomurcuklandı yine. annemin en memesi sütünden, sabahım şafağına, ve demini yeni almış bir özlem, bu yaşlarda yalnızlık kahır denecek kadar zor biliyorum. yarına sarkan umudun içinde karanlık bir geceyim. haydi uyandır beni sevgilim, derin uykudan. kaç çığlık kaldıysa kulaklarımda yokluğunun, sesinle son bulsun. - sesin ki; bu saatlerde, kulağıma değse, bir ceylan sesiyle uyanır gibi, geceye yıldız olur göz kapaklarım. ölü kuş yankılanması gibi koynumda çığlık çığlığasın. soğuk bir yaprağın ellerimde titremesi gibi, tanrının avuç içine bırakılmışım. bütün duygularım gecenin dar ağacında asılı yine. dilimde gök yüzünün karanlık yüzü örtülü, ve suya hasret sahra çölünde cesedim çırılçıplak. - son şarkısı çalınıyor belki bildiğim hayalinin, belki resmine bakıp süretinde parmaklarım dolanıyor, belki üşümüşsündür diye omzuna ceketimi asıyorum, belki acıkmışsındır diye ellerimle doyuruyorumdur seni, bendeki tek resminle uyuyorum her gece, ve uyandığımda resmine sarılmış gibi, sanki resminle değil de seninle uyuyorum. sabaha değin hiç göğsünden elimi çekmeden. ellerimde göğsünün kokusu var. - sonra kayboluyorum kendi içimde, sonra göğsüm sıkışıyor, daralıyorum, nefesim kesiliyor, penceremde kuşlarda yok, sokaklar ıssız, karanlık.! güneşin doğmasına kaç saat var, kaç mevsim sensiz üşüyecem, üstüm başım ağlamaklı yine, sahi sen kaç zaman sonra gelirsin sevgilim ? kaç zaman bekleyeyim seni ? mevsimleri geçtim artık , kışın en çetin zamanı da olsa, sahi sevgilim? sen kaç zaman sonra gelirsin? ben o zamana kadar sıkı giyineyim yokluğunu. ibrahim dalkılıç 14/02/2016 03:50 izmir |