Şöyle Diyordu: Tanrı, İnsanlarını Affetmeyecek!
Beklemek, ağır kurşun yaralarıdır zamanın
En güzel sözler, buruşturulmuş bir kağitla veda ediyor zamana. Beklemek, akrep sokmasıyla yaralı bir yelkovan ümitsizliği. Doların ellerine bırakılmış bir çocuk yüzü Gece, ağır nikotin kokularıyla ilerleyen bir ok Hedef buluyor bombalar Gönlüm, bir geceyi daha bombardıman altında geçiriyor Mescid-i aksa düşümde bana gel diyor Gel diyordu, bertaraf ederek, kudus kuşatmasını Elimde bir kaç çocuk yüzü düşüyordum yollara Lekeli bir ömrü arındırmanın, en şerefli yoluydu bu. Saçlarına papatyadan taçlar örülü bir çocuğu Ağır ve acımasız bir bombardımanda kaybediyorduk. Insanlığımız, su alıyordu Aşırı kan kaybından kaybediyorduk umudu. Kanım 100 derece kaynıyordu Beyazları, renklilerle makineye atan bir anne şaşkınlığıydı, direnmek bu adil olmayan savaşa. Özgürlüğü beklemek filistinde Utanç yaralarıydı insanlığın Ellerim, saçlarını okşamadan ölen bir anne Kızının. Yerde insan cesetleri ile yazılmış bir şiir Kelimeleri kan olan bir şiir Şöyle diyordu: O şiir Tanrı, insanlarını affetmeyecek. Bir çocuk gördüm düşümde gel diyordu Gel diyordu, kurşunlanmış bir akşam yola çıkıyordum. Şiirler, okuyordum, savaş uçaklarının maviyi delen sesinde Cesaret buluyordum, yerda yaralı yatan düş kırıklarından O gece filistine bombalar yağıyordu Ömrüme hüzünler Benim payıma şiirler düşüyordu Filistine ölümler. Ben, gövdesi kafasından ayrılmış şiirler gördüm, düşümde. Gazze şeridi, kan dolu bir ağzı hatırlatıyor Izmire bardaktan boşalırcasına yağmur Gazzeye kan yağıyor. Gördüm, düşünde bir çocuk gülüyordu Bir düş, düşünde bir çocuğa gülüyordu. Tanrım, görebilecek mi filistinli bir çocuk 40 yaşına basmadan, mescid- i aksayı. Bir kuş sürüsünün, resmi yürüyüşüne şahit olmadan Ölmese keşke cocuklar. Ölmese biraz çocuklar, biraz çocuklar ölmese... Düşümde bir çocuk, gel diyordu Ben, düşümde her sokağı ölüme çıkan Mahalleler gördüm. Bilirim, hiç okşanmamış bir başın korkaklığını O korkaklık,her patlayan saçma ile ölen Serçe, korkaklığıdır. Omuzlarına, dünyayı sırtlamış çocuklar gördüm Düşümde. Bir çocuk, düşünde bana,gel diyordu Gel diyordu, bir çocuk Peygamberin cübbesine sığınmış Bir çocuk. Ben, yollara düşüyordum, daha incirler olmadan Doğmadan güneş, aydın/lığın üzerine. Tanrım, görebilecek mi filistinli bir çocuk 40 yaşına basmadan, mescid- i aksayı. Bir kuş sürüsünün, resmi tören yürüşünü Seyretmeden Ölmese keşke cocuklar Keşke biraz ölmese çocuklar Çocuklar keşke biraz... |
İnsanlığın nerede olduğunu anımsatan
anlamlı bir şiir.
tebrikler,
selam ve saygılarımla..