Bu Yaz Ölüyorum Biraz
Dönüyor dünya ayaklarımın altında
Semazenler gibi... Heyacanını yitirmiş Akisleri sönmüş bir aşk gibi Yarım bırakıldım Uzanıyor yokluğun içime Sıra dağlar gibi. Gidiyorum uzun yol şöferleri gibi Gittiğim yerlerin bir önemi kalmıyor Sadece gidiyorum. Kırkikindi yağmurları intihar ediyorlar Kendini atmak suretiyle gökyüzünden Yeryüzüne. Dnasıyla oynanmış Göğsüne motor takılmış Bir güvercin gibi bütün uçma denemelerim Başarısızlıkla sonuçlanıyor. Anne sesi İstemsiz bir baş dönmesiyle yere çakılan kirlangıçların kanatlarını tamir ediyor. Bütün anlamlardan sıyırıp hayatı Dinin ve insanların olmadığı bir yerde Bir dağ basında ya da amazonlarda bir yerde Yasaklı bir kitabı okurkenki heyacanla seni yaşamak istiyorum. Yaşamak istiyorum bunca zülme günaha ve ayrılığa rağmen. Bu kadar zulmün ortasında ölmek Sahici bir ölüm müdür? Saçlarınız sayın özlenen Günaha hiç batmamış bir cocuk sesidir. Nefesiniz otobüs camlarına buğu Ve elleriniz o camlara yazılan şiir Gözleriniz ölüme çıkan uçurum Gözleriniz üzerime doğrultulmuş silah Büyük bir tehdit gözleriniz Gözleriniz en çok gözleriniz Gözlerinizle göz göze gelmek Sahici bir ölüm. Hiç dokunmadan, konuşmadan, görüşmeden Uzun yolculuklar ve uzaklar kadar Korkutucu bir aşk bizimkisi. Bilmeden yaşamak sesinin sesimi öperkenki heyacanını Selamsız , yabancı dokunmadan geçmek ellerine Şeytan kadar davetkar ellerine Ve bilmeden yaşamak yüzünün coğrafyasını Sahiden neresidir senin en uzun yeşil kalan yerlerin Var mıdır bizin köyümüzün sularından Eğilir öperler mi ceylanlar sularını kıyılarından Bir ekmeği ucundan iştahsız koparır gibi kıyılarından Dudaklarının kıyılarından. Şehirler arası otobüs terminalleri Kimsesizler, her koşulda devlete güvenenler Liberaller, demokratlar, muhafazakalarlar Boşlukta tutanamayan herşey Bu yaz ölüyor biraz. |