Karenina
Yaşamak hiçde tanrısal değil!
Karenina. Yoksunuz ve yoksulluğumuz şiirimizden okunuyor. Pasımızı silemiyor güneş ışınları Seni sevmek karenina canıma mal olacak, biliyorum. Bile bile bir lades benimkisi karenina ve seni aklımda sıkı sıkı tuttuğumdan, Hiç bir zaman haberin olmayacak. Cebimde taşıyorum anahtarını ölümün. Ve seni sevmek ağır ve aksak bir bakıma kan kaybından ölmektir karenina. Sevmek hiçde tanrısal değil Aramızdaki uçurumlar büyüyor karenina Yaptığım kağıttan gemiler, sana ulaşmadan intihar ediyorlar. Bir su ki ayak boyunda İnsan yaşarken okyanusları geçiyorda Severken, bir kaşık suda boğuluyor karenina. Ben, bu aralar karenina vebalı bir güvercin gibi ölümü bekliyorum. Ne kimseler dokunuyor bana nede kimselerin ilgisini çekiyorum. Canından ümit kesilmiş bir ağaç gibi Odun olmayı bekliyorum. Keşke kağıt yapsalar, benden karenina Belki en az benim kadar seven genç bir şairin en az senin kadar güzel bir kadına yazdığı şiire ev sahipliği yapardım. Ölmek hiç tanrısal birşey değil karenina. Yoksunuz ve yoksulluğumuz aşkımızdan okunuyor, karenina. İnsan yaşarken tam karenina Severken, bozuluyor. Sonra onunla ciklet alıyorlar, Çigniyorlar, çigniyorlar ve sonra Sokağa atıyolar karenina. Sonra o cikletin üzerine basıyorlar parfüm kokulu kadınlar ve adamlar. Basıyorlar , basıyorlar, sonra daha çok basıyorlar. Ezilmek, ve bir an önce bir çöp olmak Hiç tanrısal değil karenina hiç tanrısal değil. Seni, çanların sustuğu, vapur düdüklerin olmadığı bir yerde bekleyeceğim karenina. Beklemek, hiç tanrısal değil. Yoksun ve yoksunuz, yoksulluğumuz tanrısızlığımızdan okunuyor. Yoksulluk, hiç, hiç tanrısal değil Nina... |