Tabutta bir yalnızlık
Yok elimde hiçbir şey.
Ya doğuştan yok, ya da elimden aldılar. Gözlerimden güneşi, burnumdan baharı çaldılar. Kulaklarımdan yarimin sesini, ellerimden o narin elleri. Çaldılar hiçbir şeyim yok artık. Ne milyonlar dinlenmiş bir şarkım. Ne kurduğum onca aptal cümleye alkış tutan birileri. Ne arkamda dağ gibi diyebileceğim bir babam. Ne de ayağının altında cenneti görebileceğim bir annem. Kalmadı inan ki göz bebeğim. Hiçbir şeyim kalmadı. Ne mahlasımın anlamını soran dostlar , Ne bayramda sevip kucağıma alacağım yeğenlerim Hepsini bırakıp gittim. Kokusunu doya doya alamadım doğmamış oğlumun. Gözlerine bakamadım annesi kadar güzel olacağını umduğum kızımın. Gurbet süpürgesi beni de küreğine aldı alalı, üşüyorum kuytu köşe karanlıkta. Toz toprağın içinde hiçbir hikmeti bulunmayan sıradan hayatım siliniyor devlet dairesi kağıtlarından. Ne ağlamaya gözyaşım, Ne ahir sevdamın eriyip bittiği gülüşümdeki dişlerim... Hepsi bir tabutun içinde Akrebe çiyana yem olmaya gidiyor sükunetle. Sırtımda ki dost hançerlerini çıkartmış gassal. Hurdacı kapıda beklemiş saatlerce . Arkamdan ağlayanlar da var. Dünyada umduğunu ahirette bulana hangi gözyaşı sürur verebilir? Kederli yaşantım attığım neşe maskeli gülücüklerle hatırlanacak Gözyaşlarıma ortak olan yarim ise ellere hanım olacak. İhanet sayılmaz ben ona destur verdim mutluluğun için beni bile unut dedim yıllar önce Bilmem hatırlar bilmem hatırlamaz.. Güneşi saçına taktım , yıldızları ise kirpiklerine. Silkelenir şimdi toprak sıyrılır üstümden. Adımsa olur Tabutta bir yalnızlık. -HAKİYAZGI |