Porsiyon dönemeçlerden
geçiyoruz dört teker ...
Bir ayağı yerden kesen tutmuş
köşe başını...

Plakasına teğet geçiyor
arabanın ön kasası...


Bağladık kornanın ağzını
Bağırtmayalım ulu orta

Evlerin dayıları uykuda...

Karanlığın göz yuvarından
Çıksa bir hayta

Çok konuşur az dinler...
Başın belaya girer


Dört teker gidiyoruz
Daracık sokaklarda

İn yok ..cin yok..
yollar bozuk..

Zifiri gecenin isini yemiş
dökükler asılı kalmış iplerde..
Işıklar fakir..

karanlığın benzi soluk..


Hasta olsan uydurur bir
hurafi üfürükçü!!
sağ kalırsan şansına!

Şehrin ortasında
süregelen yaşamın
içinden geçip..
indik yürüyoruz.. ...

Dört kişilik

ay ışığı vuruyor yüzümüze..

Uzun boylu gölgelerimizle
adım adım

İlerliyoruz
Kendi içinde şehir olmuş
Ultra binalara...

Modern ailelerin dinlencesi
Çardaktan buruk
kahve kokuları esiyor halâ
Fon müziği sarmalamış geceyi

Havuza düşmüş spotlar
Çifte ışık saçıyor
Devasa binalara

Sokak lambası çok parlıyor
gölgesi vurmuş çimlere..

Sanki ....Dolunay düşmüş bahçeye

Havalı otolar kaplamış parkını
Ayağını yerden kesiyor havası


Yüz metre mesafede ..
Memleketimin iki ayrı hayatları!!!!