Ölüm uykusu
Bu yarına umudu olmayan insanların öyküsü,
Uçurumun kıyısında yılan gibi kıvrılan ömür törpüsü, Yirmi dörtlük günü,sağ salim bitire bilme korkusu, Şehrin mayasına sızmış kabus ve etraf kan kokusu. Taze göz bebeklerinin çerçevesi vahşet şahidi, Ölmelerini bekleyen doktorların,çok müşterisi. Böbrek,kalp yetmezliği,orası hastaların uğrak yeri, Orta doğuda ki bu cehennem pazarı,adaletin fahişeliği. Çıplak ayakların yarasının içi kumdan gam tozu, Tuz basıyorlar göz yaşlarına,diri kalsın intikam duygusu. Mahşer yeri çok kalabalık,Azrail,tek başına yetişemiyor, Kal demek için ikna etmek güç,insanlar ölüme adeta koşuyor. Kulaklarını aç ve beni dinle,vicdanın var biliyorum, Asla onu öldürme,o çığlıkları ben sanki duyuyorum. Ağlarken her yutkunduğunda boğazın düğümlenirken, Yüreğinin merhamet ipi çözülecek ve sen ona tutun, Seni huzura o götürecek,sureti hasıl olacak umudun. Vagif Seyyah Hüseynov |
Dünya kör ve sağır olmayı tercih edip şaşı baktığı, menfaatini ön planda tuttuğu sürece bunlar yaşanacak maalesef.
İçler yakan ve içler acısı bir vahamet.
Tebrik ve saygımla.