Gözyaşının Rengi GridirGünlerin kaydırağından inerken düze, bir çivi çakılır narin yüreğimize Gerçekle düş arası bir yalnızlık torbasıdır gönlümüzdeki, kapılırız düşe Sesler çoğalır içimizde, telaşla sorarız ‘günlerden ne’ diye takvimlere! An hüzün, içimizdeki yalnızlık zilidir, çaldıkça gülümseriz yiten günlere Hangi yanardağın artığı gönlümdeki dağlar, kuşların çığlığı var pencerede Eskimiş pabuçlar gibi sevdalı gönlüm, hırçın sular akmıyor artık derelerde Hangi mayısın çiçekleri ah göğsümdeki! Uğultuyla sevişiyor aşk yüreklerde Uyan ruhumuzda asırlardır uyuyan insan, seni arıyoruz şu dar günlerimizde Susadıkça aşka, terli imbiklerden geçirip seni ararım yitik mezralarda Özgürlüğe ağıt yakar gelinlik bir kız, öfkeli kalabalıklar dağılır zılgıtlarla Karanlığın giysisini ilikler aşk, ezgin gölgeleri çiğner bir adam uzaklarda Kırgın seviler özleme sobelenir, kelepçe mahmuzları ışıldar zindanlarda Alnımızdaki utkumuzu çalamaz haramiler, denizler dolacak bir gün millerle Gözyaşının rengi gridir, bedelsiz sevinçlerimizi boyayamaz kimse renklerle Bir gün batıdan doğacak güneş, Mevlana Yunus ile gelecek aşkın düğününe Kucaklayacak tüm canlar birbirini, yeni hikâyeler yazılacak hayat günlüğüne Selahattin Yetgin |