' NAR-I NİHÂN......’âfet-i cân dediler gamze-i cellâdın için
zamanın orta yerinde, mekânın bir yerinde önce kokun dokunmuştu ruhuma sonra sesin aşk, gökyüzünün katlarını inip birer birer, kalbimin zarına değmişti, o en içteki fuad’a işlemişti bir yangının hararetine düşen tapınaklar gelmiş, tapınaklar geçmişti içimden siyah, simsiyah saçlarımın gecesine düşerken elmacık kemiklerimde gezinmişti bir dağ lalesi gül dudaklar umarken gözlerinden dikenler batmıştı yüreğime gözyaşlarımda yeşermiş mehtapta bulmuştum rengini senin haberin yoktu her şeyi ben gördüm, her şeyi ben duydum şu hüzünlü dakikalar, şu özlem, şu şiir, şu meltem bir fasıl ki hüsn-ü endamın sarar ruhumu aşk yangınını alevlendiren ilk kıvılcım, ilk bakıştan sonra suda titreyen mehtap sevgilimin elleri, sevgilimin gözleri, sevgilimin alnı mum ışığı cemalinin bir dudak gülümsemesi eşliğinde yangın yerine döner esmer kelebek bedenim ateş de benim pervane de yanan da ben yanmak için dönen de seyre dalıyorum şimdi mehtabı ne güzel şey sana bakmak, yeniden bulmak gibi mutluluğu ne güzel kâinata üflenen usareden çekebilmek içime seni gece serpilen külden sabah koru devşirmek ki oldurur beni kargı yalnız senin ellerine yakışır sefana da cefana da eyvallah nefesin kadar güzel kokuyor sesin kalbim rüzgâr alan tepe bir yer, bakınca iki yandan sevgilimin elleri, sevgilimin gözleri, sevgilimin alnı ne söylememi bekliyorsun, hava aldıkça sızlayan bir dişsin içimde soluğumu kesen soluk, kulağımın perdesini aralayan işte yine o esinti: - yan o zaman, yan o zaman! ... şu hüzünlü dakikalar, şu özlem, şu şiir, şu meltem gönlümde şaklayan bir kırbaç visale uzanan elde olmayan kader, ilahî kaza sevgilimin elleri, sevgilimin gözleri, sevgilimin alnı şuramda giz-li bir sızı, hiç bitmeyecek bir yangın, hiç sönmeyecek yorgun yüreğim sonsuza dek sessizliğini koruyacak sessizliğe bürünmüş olsam da içimde ağlayan birileri olacak ve senin haberin olmayacak |
Kutlarım bu duygu ve hüzün dolu yürek sesinizi.Kaleminiz daim olsun şair Saygılar...