Bir çiçeğin öğütleri.
Seveceksen eğer karşılıksız sevmelisin.
Hatta fazlasını vereceksin ki değecek. Kafiye olursa,her sona dize olacaksın. Sonunu göstermeyeceksin,nokta olmayacaksın. Allah demeyen bir kalbi sevmeyeceksin. Dilinden merhamet çıkmayanın. Kalbine hiç güven olmaz. Sonra ağzında ki dili ısırmak zorunda kalmayacaksın. Kendini koruyacaksın mesela,çelikten bir zırh gibi. Aşkın darbesi büyük olur,incitir bedeni. Namus sadece kadına özel bir şey ise. Hz.Yusuf’un sakındığı neydi ? Seveceksen eğer karşılık beklemeden seveceksin. Her dokunduğun çiçek geçseydi namusuna. Tohum doğurup yeniden dikecektin. Toprak çıkarmasa da koynundan o benim diyebileceksin. Sevdanın karşısında dik dur her zaman. Sonra bedenin değil,ruhun olur yanan. Eğer ki eğilmeye başlarsan. O zaman doğmayacak bir daha Güneş inan! Çehrene vurmazsa Güneş. Kızma sakın ona. Sen kaldırmazsan gözündeki perdeyi. Hangi ışık girebilir,dokunabilir yarana. Eğilme sakın toplamak için yere. Bir başkasının dağıttığı hüzünleri. Tenezzül etmezse hiç bir hücre. Kalbin yakar zaten göğü yeri. Kim demiş her aşk bulur diye bir bedeni. Onca beden gördüm ağır ödenmiş bedeli. Sen aşkı arayacaksan bir bedende. Nerede o zaman kalbin yeri. Havası değil hayası kirlenmiş topraklar. Utanmadan birde çiçek doğuracaklar. Bir gülün gönlü kayınca kırmızıya. Ardından her yerine diken bırakmışlar. Ne kırmızı geçer gülden ne gül kırmızıdan. Sen ayırmaya çalışsan da yolundan. Laf geçiremezsin,Güneşe tövbe eden çiçeklere. Şimdi her bir dikeni,öpüyor alnından. |
Bir başkasının dağıttığı hüzünleri.
Tenezzül etmezse hiç bir hücre.
Kalbin yakar zaten göğü yeri.
--kutlarım Kürşat bey....