zeytin ağacı
yeniden sevdanın tükendiği duvar diplerinde
törpüledim ayak seslerini kentin sokaklarında kamburu çıkmış bir aşk zeytin ağacının dibinde hüzünlerini hecelediği sıcacık dakikalarda yoksulluğunu sesiz yerinden öptü alnımda dağınık duran pişmanlık belirgini dökülür yüreğime bütün şarkılar yalnızlığa çalar ve ben güç etmiş kuşlar gibi düşüyorum yollara yaşama abanarak sancıyla tükendi umut, cehennemin gölgesinde üşüyen kördüğüm yüreğim bakışlarına mahçup... |