GÖNÜL TEKNEM...
Rivayetlere yüklü çökkünlüğüme mahal veren
Hüznü yeknesak fazlasıyla pervasız Ölü ve körelmiş yetilerime nazire eden Sitemi düşürmeyen dilinden, Mıhlanmış yerin dibine, Kör vicdanların elinde oyuncak, Cefa yükün en ağırı, Belli işte, yüreğe zor gelen. Hicranı, muğlâk tedirginliklerime düşmüşken Gölgesi kanayan dünlerin, hanidir ruhuna okuduğum Surelerde kaybolmuşluğum: Sitemkâr, beynamaz müritleri şeytanın Taparken ilahına; Hörgücü eğri, muğlâk yaratıları Engebeli düzlem ertesi sırtların Karınca torbası rahmine düşen tohum kadar İsyankâr ve ulvi bir dokunuşla cebbar gölgelerin Tedirgin ihlali. Sanırsın ki düş ertesi bir yorgunluk: Kâh mefta kâh cenin, İnkârı ne mümkün: Ahir ömürde ne çok tasa, Mükellef bir sofra oysa Varlıkların dayatası, Boydan boya dizilmiş tahakkümperver mizaçlarına Kondurdukları mendebur ve çalıntı bir kahkaha. Dünü öteleyip, yarına çıkma kaygısı, Önü kapalı, mizacı karmaşık, Yılgın adam öfkesi. Yılan ve sakil izbelerde kıvrımları belirgin bir kadın: Sanırsın ki dünkü çocuk Ve soluduğu her bir cümle alabildiğine sitem yüklü Babadan zengin belli, Kim bilir belki de sakil bir aşüfte. Hüzne delalet gece, Geceye gebe hüzün. Geldim, gördüm de ne oldu Kırık bir hıçkırık tıkadı genzimi. Ah ben: Asabi, yangın yürekli bir sefil, Gönül teknemde durgun bir hava, Gölgelere meyletmiş bir kez Sanırsın ki doğuştan sabıkalı. Hacizli dünya; yorgun ve telaşlı Gün kısık gözlerimin nezdinde. Anlık tereddütlerin muğlâk yaratılarına Hoşnut bir tezahürü yeknesak iğneli ahkâmların. Emsalsiz bir gıybet, sirayet ettiğim Nakşeden defolu ne çok söylence, Rast geldim bir kez Kaderin hükümranlığına Söz geçiremediğim, Hanidir ıssızlığımın ortasına diktiğim Tohumlarım ve biteviye nifak sokanlara inat Soluduğum her köşe başı. Solduğum kıyısı gönlün Haznemde yenilgi, Bağrımda gönül yarası. Ümmetime sığınıp da, Kapı önüne konduğum Ve dirayetsizliğime paye veren Aslını inkâr etmekse mağlup geldiğim En sakıncalı notayım. İmtina etmekse payına düşen, Hadi savur sen de gölgemi Ki layığımı bulayım. Kırık haznelerin solgun çiçekleri, Kıdemli yalnızlıkların ahkâm kesen deviniminde Kayıp verilen nice yakarış Bir nebze de olsa serzeniş Yüklü olmasa da sitem addetme asla Yürekten geçeni; Yolu kayıp bir serkeş altı üstü Teferruatı yürekte gizli Nicedir emsalsiz bildiğim hazin dokunuşu kaderin Uzak bilip yakın hissettiğim. |