Çocuk Düşlerim
Acı acı kıvranıyor düşlerim,
Nemli bir hava çıkıp segâh perdesinden, Yürek denen et parçasını sıktıkça, Özünü arıyor yitirilmiş benliğim. Karış karış, Harf harf, Bulut bulut... Tâ ki ağlayan çocuk susana dek. Sus çocuk! Hâlâ anlamadın mı? Ben yetmem sana. Tepedeki köyü gördün mü? Kuş ol ve uç oraya. Her aştığın tepede, başka bir tepe düşle! Kanadını sağlam çırp ki ürpereyim. Var git hadi, gökyüzü senin. Sana ’sonsuz’ müjdelendi duymadın mı? Hâlâ mı istersin oyuncağını? Avuçların dolduğu kadar al çocuk! Bu misketler senin. Getir o temiz ellerini, önce öpeyim. Hiç kirletme olur mu? Bu günahsız minik kalbi, elleri, Gönlümde filizlenen inancın suyu, Senin mahsumiyetin. Bir dağın tepesinde, ağaca yaşlanmıştım. Yanık yanık bir kaval, Ama duyduğum ney sesi, Huzuru mest etmişti, uykuya dalmıştım. Gördüklerim rüyadır. Çocuk, ölmediğine inandığım düşlerim, Köy dünyam, Mavi sonsuzluğum Rüyayı gördüren de aradığım hayadır. |