kırmızıne zaman dünya başıma yıkılsa mavi patiskalı bi gökyüzünü aralar ellerim ince bi seslilik olur karışır birbirine han çer yakından geçer bi gözleri ahu ardında çıngıraklarıyla melül maya katarı su aksam uğramaz kuyu olsam salınmaz ses yukarı ah bi de okunası dualar dolanır dilime varlığımı ve yokluğumu düşürür allah iki avucun arasına çürüyüp gider zaman ’’ topraktan toprağa külden küle’’ yol yol üstüne durur deniz deniz üstüne kırmızı mantolu bi çocuk çıkar tozların arasından kimse çokmuş gibi eksiği gedikli sondan gövden nasıl da ocakta boş kaynayan aş kazanı ha pişti ha pişecek sabır evlatların haberi yok ah kendi gibi kokan alnının tozundan öper şehrin seni godiva çırpınır talanın ortasından |
Teşekkürler!