Günden Geceye
Şimdi şu saatte
Başladığı yerde günün Ne de güzel görünüyor Sabah mahmuru kırağının beyaz yüzü Masum Çocuk sanki İnsanı saran kollarına uyanmak Turuncu gözlü mandalinanın Ekşi duruşlu portakalın Tıpkı bir şarkıdan akar gibi karışmak yaşama Neşelenmek her türden saçmalığa Öylesine Sebepsiz Bu bahçeler bu gökyüzü Ah nasıl şirin Begonviller içinde gülümseyen şu küçük evler Güven veriyor Emektar sundurmanın dinginliği Korkar mı insan yalnızlıktan Kadın olmaktan Bir başınalıktan Biter sorgu zamansızlıklarında bitkin zihnin esareti Biter hafızanın nefsinde suçlanmaların Soluksuz bırakan kelimeleri Takılsaydı o an ellerimiz Gözlerimiz gibi inançla aylak martıların kanadına Uçardık neredeyse o an mavinin rahminden Doğmak için tekrar huzura Simidin zeytinin kokusu Çayın kızılca sıcağı Çıplak ayaklarıyla koşası gelir yüreğin Aklı bırakıp herhangilikte bir yolkenarına Yorumsuz Selamlayarak sadece güneşi Ama Ama var ya sabahların hep gecesi Var ya ıssızlığı O derin düşüncelere salan tekinsizliği Her tıkırtısı derin dipsiz kuyular Gömer mezarsız topraksız Her köşe cehennem Bu bitmez Dibi yırtık arsız bu karanlık Bilirsin ki bekler seni Suskunsa da şimdi dili Kimliksiz kalır evler gecelerde Çoğaltmaya yordukça tükenir ümit Kişiliği kaybolur koca koca mahallelerin Yer duvar gök duvar Duvar olur mavi deniz Gündüzlerin efendisidir bu ruh Gecenin soytarısı Yaşamak iki ucu keskin Bileysiz kör bir bıçak Kanarsın Ama ölmeden Ölürsün Beslenip yarandan Hep yeniden Ne içine sığarsın yaşamın Ne dışına Lanet olsun dersin dünyanın gelmişine de geçmişine de Sesler yankılanır Derinde Sen Sen verdin kararları Sen seçtin bütün bunları Yaşamak boynun borcu diyorlar Ödersin günden geceye Saadet YILDIRIM |