Ahraz /âmaKüçük ayaklarıyla büyük yaralara koşar çocuklar Ellerine kanadığım her kadın sevseydi eğer beni Hiçbir Türküyü sevmez çeker giderdim şu kapıdan... Aramızda bir ölmüşlük yatıyor diye bas bas bağırıyorum Çırılçıplak uyanıyor uykularından giyinik yosmalıklar Ellerime dokunma Dokunmuyor artık hiçbir gözyaşı bana / Bana biraz Türkü söyle çıldırtıyor beni bu sessizlik / İnsanın bir suskusu olmalı derdi babam dedi ve öldü Dört bir yanım susku olmuş bağırıyor ve hatta yırtınıyorum Hani baba ben niye ölemiyorum... Lilith... Ellerine eylül bulaşmış ne çok kadın ne çok benziyor hepsi birbirine Yaprak döküyor sevdiğim iklimler iklimler ve kadınlar ne çok benziyor hepsi sonbahar İlk sevdiğinde son sevdiğinde zemheriyi avuçlarına doğuruyor Ve ardına bakmadan şiir olup gidiyor... Havva... Sen benim onüçüncü kaburgam değilsin üstelik ne zaman uzansam elmaya Bi gülme geliyor bana Bir küfrün ardına sığındım sığınalı senin bu bahçelerin Bu çocuklu,çiçekli ve şiirli bahçelerin ne çok yalan... Adem... Bir imtihandır aşk ve ne vakit gitmek düşse hesaba söküp yerinden şu âhmak gönlü Çekip vuramadığımız dan kuşları ve aşkları bu yalnızlık... Ahraz/Ama Çünkü şiir Oturup yazılmaz ya ölürsün ya sakat kalır sol yanın Ya dilini keserler ya gözüne mil çekerler sen Ne kadar bağırırsan bağır Sağırlık kulakta değil yürektedir bazen... |
ve ne vakit gitmek düşse hesaba
söküp yerinden şu âhmak gönlü
Çekip vuramadığımız dan kuşları ve aşkları
bu
yalnızlık...
bir kaç şiirinize baktım daha önce neden hiç okumamışım diye geçti içimden
çok etkili bir kalem
kutlarım
saygı ve selam ile...