Beyhude Geçti Ömrüm
Beyhude geçti ömrüm
Hazan değdi yüreğime Ne vakit bir düşte huzura ersem Gün ağarınca Gerçekler tokat gibi yapıştı yüzüme Hüzünler saçıldı geleceğe Mazide kaldı mutlu mesut saatler Duvardaki resmin Her iliştiğinde gözüme Tebessümsüz ah çeker oldu dilim Sorma Nasılım,neredeyim Sen açtın bu yarayı içime Senden kalma bu umutların enkaz yığınları Saymadım kaç sefer ıslandım Kendi gözyaşlarımda iliklerime kadar Ben sevdikçe sen giderek uzaklaştın Hep eksildim, hep ezildim Geceler dile gelse anlatsa Gözlerimin nehir gibi nasıl dolup taştığını Yalnızlığın buğusu çöktüğünde Asude kaldı isyanlar onca vaatler boşunaydı Mutluluk yağmurlarında ıslanmayı beklerken Baştan ayağa hasret denizinde boğuldum Tamamı aşk ve ateşten ibaret Söylenmemiş binlerce cümle Bestelenmemiş binlerce şarkı Acıyla bastırılmış duygular Adı konmamış bir mevsimde Savruluyor oradan oraya Takvimlerden düşerken bir bir zaman Dokunamayacağım kadar uzaksın bana Sürgün edildim yüreğinden Karanlıklar diyarına Yalnızlığıma tek tanık ay ve yıldızlardı Şimdi boş bir kağıda Kederli mısraları Gözyaşlarımla yazıyorum Belki güneşli bir Eylül sabahı Gönlümde sen,elimde resmin,dilimde adın Şairi meçhul bir şiir olup Kaparım gözlerimi beyhude ömrüme. H.E |