IĞDIR
IĞDIRLI
IĞDIR seni görmeden çok zaman önceydi düşlerimin kavşıt yeri hep sana çıkardı Iğdır daha cemreler düşmeden buz tutmuş yollarına çıkardım acemi bir sürücü gibi zigzaklar çizerek yüreğime yandığını görünce kırmızı ışığın yanardı ateşböceğinin kanatları gibi yüreğim düşerdi silüetin imgelerime ve ben unuturdum hangi cemrenin canıma düştüğünü Iğdır başım göğe eğerdi sanki karşımda duaya açmış ellerini ne de güzel duruyor gelincikler içinde küçük ağrı metrelerce uzaktan hissettiğim iğde çiçeklerinin kokusu lale, sümbül, mor menekşe ve Iğdır bakınca gözlerine soluğum kesilirdi denizimsi yeşilinde hele süreyya çeşmesi ki yüreğime armağan edilmiş bir kervansaray hayal ya uhrevi bir tanrıya gidiyormuşçasına önce abdest alır sonra rekat rekat katederdim yollarını Iğdır gözümü açmaya tedirgin hangi sapağa girsem sen aşk kavşıt bir labirent sanırsın ki cehennem bile cennet son cemreden az ileri huzurundayım şimdi açsam gözlerimi ya yoksan diyorum ve kahrolurum açmasam asla görmeyeceğim seni Iğdır Efkan ÖTGÜN |