Kasabanın HikayesiRüya da bir yılan saldırır, anlatmaya ‘hayırdır’ diye başlanmaz. Bizden önce acılarımız yansıyor aynadan Hiç hikaye anlatmadı dedem bana Bir yağmur damlasının arkasından Daldığım göletteyim hala Bizden önce acılarımız direniyor Dişlerini kenetleyip birbirine Susuyor Elimde kurdelesi açılmamış bir paket Hayallerimle dolu Yaralarımız acımaya başladıktan sonra Rüyaları hayra yoran Nafiye teyze terketti kasabayı Ağaçlar hep aynı yerlerinde Onlar niye terketmezler ki hiç Acılara ağladıklarında bile Bir de kediler Dönüp dönüp geri geliyorlar Kapıda bir miyavlama sesi Kızsak da seviniyoruz bir yerden Onlar dönüp dönüp geliyor Bizden önce acılarımız Konakladı dağın eteğinde Bir yağmur damlasına sığdırdım sırrımı Gömdüm toprağa Sırlar bir modern zaman hastalığı gibi Kendini hep ortaya seriyor Annem beni doğurduğu zaman Herkes acı çekti Anneler hep doğum sancısı Ruhlarında mı yoksa kafalarında mı? Çok okuyanların acısı Kendini durmadan sadeleştiren bir ırmağın Kelimeleri sırtımıza yüklü Acılar dağlarda kırlarda Sessizce gezer hep Şehirlere inince çok gürültü yapıyor Bir alay kurşun asker savaşa katılan Düşlerimi sakladığım yatağımın altında Gürültüsü kaçırdı top seslerinin Düşlerim kaçınca artık Ben çocuk değildim Acı bizim sokağa gelmişti Ben çocuk değildim Düşlerimin yerini Kurşun askerler doldurmuştu Boyum büyüdü birden Fotoğraflar Onlar hep donuktur Eskimiş ruhları taşırlar Hep içine girip yaşamak istediğimiz Ellerimi dokundurdum yarama Hep onsekizinde bir genç Geçtim bir gölgeden Neyin gölgesi olduğunu bilmeden Acılara sarılıp kaldım Gitmemek için uzaklara Bir yağmur damlasıydın sen Uğruna her şey feda edilen |