(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
*BAŞLIKSIZ* şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
*BAŞLIKSIZ* şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
"Ruhumun en ücra köşesinde, bitmeyen yangınların alevlerine sararak seni; küllenmeye bıraksamda, yıllar sonra yattığı yerden uyandırıp intikam ateşini engin alevleriyle tutuşturup köhne bir korkuluk gibi,.. yakacağım bedeniniii.... "
Şiiriniz mükemmel. Ruh ve beynin zıtlığını zamanın mihverinde düşündürmeye yöneltti beni. Zaman ve mekanın boyut ve değerlendirmeleri içerisinde düşünsel kavramlara yönlendirdi.
Belki şiirinizde bunları ifade etmek istememişsinizdir. Benim olduğum kadar şiiri okumuş çok okuyucunun anlayacakları tesbitleri algıladığımdan söylüyorum ve de cümleleri zipleyerek yazmaya acizane olarak ifade etmeye çalışacağım.
Daha sonraki şiirlerinizde bu perspektifin doğru olduğuna inanıyorsanız ruh, beden ve akıl ilişkisini ortaya koyarsanız okuyucularda sevinir sanırım.
Ruh farklı bir sema, orada yaşamak, onu hissetmek farklıdır. Ruh beynin ve aklın ötesindedir çünkü. Ruhu beynin ardına koymak, ışığa mum tutmak gibi olur. Beyni ve aklı ruhun önüne almak da çok yanlış olmaktadır. Nedenine gelince şiirin sonunda yakacağım diyorsunuz. Hayatın parçalarını en ufak zerresine kadar bakalım, beyninin değil de akılın yürütemediği şu dünyada, sonlu olan ve de eşyadaki ölümlülüğün etkisi çok farklı bakış açısı kazandırması gerekmektedir insan oğluna.
İç içe girmiş özlerin daireleri gibi bir birini saran, kucaklayan kuralları, sonluluk noktasında ayrı ayrı görmek gerekir. Adeta saatin saniyelerini sayan dairesi gibi, dakikayı ve saati ve de günleri takip eden mihver veya unsurlar görünüşte bir birine aykırı olmasa bile, hızlarında birbirlerine aykırıdır.
Böyle olunca, insandaki cisim, nefis, kalp, ruh denilen mefhumlar da böylece bir birine eşit ve bir bütünlük ortaya koymaktadır. Örneğin, Bedenin daimiliği, hayatı, vücudu bulunduğu bir gün, belki bir saat olduğu; geçmiş ve geleceğin varlığı ve ölümünün birlikte bütünlük oluşturduğu zaman ve mekanda kalbin çarptığı günden çok gün önce ve de çok gün sonraki zamana kadar mikrokozmozdan makro ölçeğe kadar büyük ve de geniştir.
Bu nedenle, o mevcudiyetin devamı ve ruha sebep, ilahi, yani manevi algılama ve de sevdadır. Eksiksiz olana bağlılıktır. Ama bu dünyadaki sınırlı ömür, sınırsız bir ömrü gerektirmektedir. Ki, o ömür ölümsüzdür. Yunus’un ifadesiyle Mutlak hakikatin sevdası yolunda bir saniye bir yıl hükmüne geçmektedir. Eğer O’nun uğrunda o sevda yaşanmazsa bir yıl bir saniyedir. Belki O’nun yolunda bir saniye ölümsüzlük, ifade ederken, çok yıllar vardır ki bireysel anlamı taşıyan insan gözüyle baktığınızda kendisinin taşıdığı format ve fıtri özelliğin farkında olmayan insanların belki de yüz senesi, bir saniye hükmüne geçer.
“ Dost olmayanlarla birlikte zaman ve mekan olan çöl ummanı bir fincan kadar dar, dostla beraber ise bir iğne deliği kadar geniştir”
Saygılarımla Şahin HANELÇİ.
Şahin Hanelçi tarafından 4/27/2008 1:46:16 PM zamanında düzenlenmiştir.
Şahin Hanelçi tarafından 4/27/2008 2:06:34 PM zamanında düzenlenmiştir.
*BAŞLIKSIZ*
"Ruhumun en ücra köşesinde,
bitmeyen yangınların
alevlerine sararak seni;
küllenmeye bıraksamda,
yıllar sonra yattığı yerden
uyandırıp intikam ateşini
engin alevleriyle tutuşturup
köhne bir korkuluk gibi,..
yakacağım bedeniniii.... "
Şiiriniz mükemmel. Ruh ve beynin zıtlığını zamanın mihverinde düşündürmeye yöneltti beni. Zaman ve mekanın boyut ve değerlendirmeleri içerisinde düşünsel kavramlara yönlendirdi.
Belki şiirinizde bunları ifade etmek istememişsinizdir. Benim olduğum kadar şiiri okumuş çok okuyucunun anlayacakları tesbitleri algıladığımdan söylüyorum ve de cümleleri zipleyerek yazmaya acizane olarak ifade etmeye çalışacağım.
Daha sonraki şiirlerinizde bu perspektifin doğru olduğuna inanıyorsanız ruh, beden ve akıl ilişkisini ortaya koyarsanız okuyucularda sevinir sanırım.
Ruh farklı bir sema, orada yaşamak, onu hissetmek farklıdır. Ruh beynin ve aklın ötesindedir çünkü. Ruhu beynin ardına koymak, ışığa mum tutmak gibi olur. Beyni ve aklı ruhun önüne almak da çok yanlış olmaktadır. Nedenine gelince şiirin sonunda yakacağım diyorsunuz. Hayatın parçalarını en ufak zerresine kadar bakalım, beyninin değil de akılın yürütemediği şu dünyada, sonlu olan ve de eşyadaki ölümlülüğün etkisi çok farklı bakış açısı kazandırması gerekmektedir insan oğluna.
İç içe girmiş özlerin daireleri gibi bir birini saran, kucaklayan kuralları, sonluluk noktasında ayrı ayrı görmek gerekir. Adeta saatin saniyelerini sayan dairesi gibi, dakikayı ve saati ve de günleri takip eden mihver veya unsurlar görünüşte bir birine aykırı olmasa bile, hızlarında birbirlerine aykırıdır.
Böyle olunca, insandaki cisim, nefis, kalp, ruh denilen mefhumlar da böylece bir birine eşit ve bir bütünlük ortaya koymaktadır. Örneğin, Bedenin daimiliği, hayatı, vücudu bulunduğu bir gün, belki bir saat olduğu; geçmiş ve geleceğin varlığı ve ölümünün birlikte bütünlük oluşturduğu zaman ve mekanda kalbin çarptığı günden çok gün önce ve de çok gün sonraki zamana kadar mikrokozmozdan makro ölçeğe kadar büyük ve de geniştir.
Bu nedenle, o mevcudiyetin devamı ve ruha sebep, ilahi, yani manevi algılama ve de sevdadır. Eksiksiz olana bağlılıktır. Ama bu dünyadaki sınırlı ömür, sınırsız bir ömrü gerektirmektedir. Ki, o ömür ölümsüzdür. Yunus’un ifadesiyle Mutlak hakikatin sevdası yolunda bir saniye bir yıl hükmüne geçmektedir. Eğer O’nun uğrunda o sevda yaşanmazsa bir yıl bir saniyedir. Belki O’nun yolunda bir saniye ölümsüzlük, ifade ederken, çok yıllar vardır ki bireysel anlamı taşıyan insan gözüyle baktığınızda kendisinin taşıdığı format ve fıtri özelliğin farkında olmayan insanların belki de yüz senesi, bir saniye hükmüne geçer.
“ Dost olmayanlarla birlikte zaman ve mekan olan çöl ummanı bir fincan kadar dar, dostla beraber ise bir iğne deliği kadar geniştir”
Saygılarımla
Şahin HANELÇİ.
Şahin Hanelçi tarafından 4/27/2008 1:46:16 PM zamanında düzenlenmiştir.
Şahin Hanelçi tarafından 4/27/2008 2:06:34 PM zamanında düzenlenmiştir.