Kelebek Ölümüsaksıya yatırılan bir çiçeğin dibindeydin işte o zamanlar sen ağlayan bir köktün o karanlıkların içinde üç çakıl taşına hüzünleniyordun yolunu şaşırmıştın ve yürüyemeyecek kadar hırpalanmıştın aslında herkesin bir kuyusu vardır heyecanından içinin çok çektiği derin bir duyguyla yerin altından beslendiği ve uzaktan sevdalandığı bir bulutu sana o buluttan parça parça koparıp verdim çünkü sen daha kirlenmiş suları içemeyecek kadar masumdun seni ilk gördüğümde üzerinde moher bir kazak kolları tüylenmiş ince deniz tozu yüzüne yapışmış demir bir korkulukta eşeliyordun düşleri ağzımdan dökülünce birkaç kelime, soluverdi harfleri bir kanat perdeledi suyun hüznünü ortak tanıdık balıklar süzüldü yakamoza ah ne kadar da ilgisiz ve alakasızdınız zavallı bir güneşin fikrimdeki batışından bile etkilenmedi kirpikleriniz ok ok oldu onun oklarına inat geçilen ve durduğu zamanda varlığını koruyan sükun ve kûn aşkına aşağıdan yukarı bakma boyutsuzluk küçültmez aşkı sürekli kucaklar meridyen ve paralelleri ve sarım sarım sarmalar dünyayı zamanın doğru olmadığı bir yerdeydin işte o zaman sen ayak dibinde kubbe leştin o simetrik ve figürsüz gölgeye sinmiştin ışığını kaybetmiştin ve bulamayacak kadar körleşmiştin aslında her kesin bir yıldızı vardır belirli spektrum dalga boyunda ışığı yayan ve geçmişten yankılanan bir sesi sana o hıçkırıklardan dalga dalga koparıp verdim çünkü sen o kadar küçüktün ki kalbimin parçacısı sayılırdın seni son gördüğümde aylardan kasımdı eteğime savruluşu misafir olan uzak yol tozları ve bir avuç kar kahkahası getirmiştim bembeyaz yolların uzandığı saçlarınız dalgalandı nahoş bir rüzgarın eserekliğinde sen yine çok çekiydin tüketim yasası gereği çekim kuvvetinizde doğru orantılı olarak katlanarak hırpalandım kelebek ölümüydü ayrılığımız öfkeni sayfa sayfa kanatlarına kazıdın oysa ehil bir öğretmenin sabrı gibidir ömrümüzden geçen her gün nevbaharın gelme olasılığını hesaba katmadın |
Beğeniyle zevkle okudum
Yüreğinin sesi daim olsun