Salonikabelki kallavi hayal kırıklıkları gibi bir şeydi yaptığı erişebilmek bir dağın mutluluğuna her sabah bahçeye çıkar dolaşan bir tavuğun beyazlığına hüznünü sere serpe yatırır karşısına geçer ,mayısın kırmızıya inişini seyrederdi sonra küçük ellerimi tutar ve derdi ki benim adımı doğum tarihime bağışlayın hiçbir martı yanılmadı yanılmadığı gibi denizin yönünü suyun öbür kıyısından gelenler gözlerinden yada sözlerinden tanınır -üzülme şimdi tek yanılan biz değiliz yalnızlıktır artık bizimle anılan ve tarih anacaktır bizden çok yanılanları sonra yutkunurdu , özlemleri nefes alamazdı hava da uçuşan tüylerden bilirdi kadersizliğini ah bu tüyler bir bulut gibi uçuşan başımızda -bir tekir kedi gelse de kapsa muhacir kadersizliğimizi bir vişne ağacının önüne gider batıdan doğuya göç halinde çılgın yada hüzünlü düş/dişlerimizi sayardık elinden yok paraya alınan sarnıçlı evini anlatırdı Ah Salonika nerelerdesin şimdi? bir mayıs sineğinin kanadına bağlayıp inadına yaşanmışlıklara bol bol kırmızı kahkahalar gönderirdik kahrolsun diye ahh Salonika ve maviye olan özlem |
Kutlarım
Yüreğinin sesi daim olsun