Bektaş Emmi
Yıl iki bin on beş ahir zamandır.
Yazalım ahvali; gör Bektaş Emmi! Her şey tepe taklak, haller yamandır. Görmüyor ahali; kör Bektaş Emmi! Kurban ettik mülkü, dalgalı kura. Yazı gelir sandık, baktık ki tura. Atıl duruyordu, verdik gâvura; Ne işe yarar ki, bor Bektaş Emmi! Hakkın vaadi var, zaferler yakın. Gönülden gönüle, başlıyor akın. Devlet ebed müddet sakın ha sakın! Elmayı, armudu sor; Bektaş Emmi! Okuduk tarihi gördük ne yazar; Sade Anadolu bu millete dar. Lakin oğlan meşgul, kızın sözü var. İdeal mideal, zor Bektaş Emmi! Avrupa’ya kapak atmaya niyet, Ettik ödenmedi bir türlü diyet. Kırmızıyla mavi olursa halvet; Yarınlar olacak, mor Bektaş Emmi! Zulmetin ardından elbet gün doğar Zifiri geceyi nuruyla boğar Sürünün ardında dolaşan zağar Nasıl bize posta kor Bektaş Emmi İtibar istersen, yakmalısın can. Elini çabuk tut, geçmesin zaman. Çomağı hazırla, sonra iti an. İşi dürüst yapan; hor Bektaş Emmi! İnsanlıkta şekva adet devirden, Kaçtı ağız tadı; her şey zehirden. Peyniri yoğurdu alır şehirden: Köylü üretmiyor, lor Bektaş Emmi! Bezgin fukaranın yüreği yâre, Üç-buçuk gayret de olmuyor çare. Kedi havlu atmış; semirmiş fare. Gel de bunu hayra; yor Bektaş Emmi! Ozan Hadi sözü şimdi bağlıyor. Her cümlesi, vatan aşkı çağlıyor. Milli bütünlüğe katkı sağlıyor. Sinesinde iman; kor Bektaş Emmi! |