ÇAKOZLAMADedim bu akşam çekirdek çıtlatayım Kimsenin rakısına yazısına ilişmeden Kahveden açık havalı bir yer kapayım Süslü Süleyman her yeri işgal etmeden Fon dip geçtim sokağı cıgaram ağzımda Ev ile kahve arası penguen ayağı valla Mahallenin kızları baktım saç baş girmiş birbirine Güldüm geçtim anam mı doğurdu sizi be Geleni kestim duranı süzdüm afetler yani o biçim Çekip çıkaran dolmuş meydana bense biletsizim Bir kupon yaptım At Kafa Kemal’in yerinde Bir de ikili çakınca hepten keyfim geldi yerine Vardım mekana Birkaç kelek karpuz serilmiş masaya Her mevsim vardır bunlar Gitmeye gerek yok Nişantaşı manavına Sorti geçip ön cephede mevzimi aldım Kaçak çayımı da yasal halde yudumladım Güneş nasıl vuruyor bağrıma kıyak Oğlum Şuayip bunca güzel aklına ateş basacak Devirdim bardakları doldurdum tablaları Derken ne göreyim Karşıdan yengeç gelen bizim Topal Ramazan mı Baktım surat sekiz karış daldı içeriye Yuh be selamsız İnek bile ahıra girerken ’möö’der be Bir gümbürtü koptu yahu dedim ne oluyor Tam şenlik Ramazan’ı üç Çaycıyı beş kişi tutuyor Bak sen bir de kardeş olacak bu zibidiler Sormadan mevzuyu çakozladım Meğer akşam bütün masrafları Mizanda bizim Topal Ramazan’a geçirmişler Hiç bozamam istifimi döneyim yine ben masama Akşam yine kanki olur dolaşır onlar Kol omuz alarga Çıktım dışarı iki polis üzerime geliyor Bayram değil seyran değil bu ne iş Adımı yüzüme söyleyip Haydi dediler bahçemize gidelim İyi de ağbilerim ben size ne ettim Meğer eski baldız Tornavida Kazım’a kaçmış Cingöz Bedriye’de demiş mi Arabanın içinde Şüayip de varmış Yarabbi bu nasıl bir hata Bu nasıl bir bela Bu Şüayip kulun ne etti sana İyisi aldık mı soluğu biz ikinci şubede Ah Egeli sen ne çok geldin yazılarından bu merkeze Olsaydın da şimdi bir tanıdık ağbi ismi verseydin bize Neyse daldık içeri Karşımda Komiser Mahmut’un gözleri Neon lambası gibi parlıyor İşte düştün ulan der gibi elime Amirim dedim müdürüm tanımam Tornavida Kazım’ı Öyle bir anlatılar ki Sanki Şüayip’in kırk yıllık Askerlikten devre arkadaşı Nasıl derim şimdi ben Bu soytarı çok eskiden Süslü Süleyman’ın arabaya kezzap dökmüştü Süleyman’da ağaca bağlayıp Sabaha kadar kızılcık sopasıyla herifi dövmüştü diye Yakardım iki saat benim alakam yok Dediler buralardan ayrılma gözümüz tok Yakamı paçamdan aldım attım kendimi dışarıya Koçum dedim çekirdek yemek sana yirmi dakika Bahtımıza vuran vurmuş doğruca yürüdüm dergaha Ulan şairler bana da bir duble ısmarlasanıza ŞÜAYİP |
şiir bulamıyorum imdaaattttt!!!!