Okuduğunuz
şiir
6.3.2008 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
MANİFESTO
Babam İspanyol pilot Adriano Alano Anam Meksikalı hostes Maria Felix Bir yaz gecesi uçaktan Tarla başına kafa üstü düşmüşüm Çocuk aklımı o sıralar İşte bu kenar mahallede üşütmüşüm Altı yaşında kaçmışım ilkokulu’ndan Makasa renkli hamurlara bulaşmamışım Dokuz yaşında manifestomu yazmış On’a basmadan duvarlara zıplamışım On üçünde komşu kızının evini yakmış On dördünde kümeste yakalanmışım
Yemişim fasarya akrostiş şairleri Meyhaneci bu masaya ispirto ne ki Ceketimi atsam şair doğuyor Ama kaldırınca da yan masaya ayıp oluyor
Ne diyordum işte nerede kalmıştık Ağbilerim bacılarım kardeşlerim Adresi aynı bahtı parlak şarkıcılar ’Düütt güvenen şöyle gelsin’diyen kız Kıymetli şarapçı dostlarım Ben de sevdim bir zamanlar be Odun yaktım aba ısındım aşk kovaladım Norveçli kızların göğüslerinde ısınıp İtalyan kızlarının kasıklarında çağladım Her kadında biraz gözyaşı da ıslattım Yıldızlı gecelerde siz bilmezsiniz Ne çok yaralar sakladım Ve güzellerin düşlerinde Ne mercimekler kaynattım
Kafam bir dünya iken bir gece Mahalleden üzerime kaldı kuru Cingöz Bedriye İki sene sürdü ’nerdesin’ ve ’nerede kaldın’ dırdırı Yetti canıma ilk celsede boşayıverdim hayırsızı Toplum için ne yaptın diye de sakın sormayın bana Size küçük küçük Şüayipler mi bırakmışım Kimseye şu kadarcık eyvallahım yok ulan Ben bu ömrümü kendi sesimle kanatmışım
Sermişim fasarya şiirleri önüme Meyhaneci ne bakıyorsun öyle angut angut yüzüme Paramı çıkarıp harcasam kapitalist doğuyor Ama sövünce de yan masaya ayıp oluyor
ŞÜAYİP
Paylaş:
6 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sermişim fasarya şiirleri önüme Meyhaneci ne bakıyorsun öyle angut angut yüzüme Paramı çıkarıp harcasam kapitalist doğuyor Ama sövünce de yan masaya ayıp oluyor
Yemişim fasarya akrostiş şairleri Meyhaneci bu masaya ispirto ne ki Ceketimi atsam şair doğuyor Ama kaldırınca da yan masaya ayıp oluyor aman amman aramıza hoşgeldiniz tebriklerim alkışlarımla eştir sevgiyle kalın NeNa
oncelikle tebrik ederim aslında biraz argo gibi geldi bana ama siirin sonundaki Sermişim fasarya şiirleri önüme Meyhaneci ne bakıyorsun öyle angut angut yüzüme Paramı çıkarıp harcasam kapitalist doğuyor Ama sövünce de yan masaya ayıp oluyor mısralarınız bana çok anlamlı geldi tebrik ederim gercekten çok mantıklı bir yaklasım tarzı şiiri bağlama noktasındaki donüm noktası diyebilirim saygılarımla tebrikler....
merhaba..bugün şiirimde kullandığım " manifesto" sözcüğü tamamen tesadüftür..hatta şiirimi ekledikten sonra farkettim bunu günün şiirine bakınca...bunu niçin diyorum ola ki bir esinlenme olarak algılanmasını istemem...bu düşüncelerle güzel ve "günün şiiri" ve "şairi" ni yürekten kutlarım...saygımla..
oktayzerrin tarafından 3/7/2008 7:36:43 PM zamanında düzenlenmiştir.
mükemmelsiniz Şuaip bey size hoşgeldiniz diyorum yan masadakiler umrumda değil siz varsınız artık ayıp değildir umarım varlığınız tebriklerrrrrrr hocammmmmm günün şiiri budur işte
Nedir bu şiirinin altındaki saldırılar anlamadım gitti. Neyse bir daha uğrayayım dedim sayfana ,hoşgeldinden sonra bir de tebriklerimi bırakayım dedim kurdeleler için:) Sevgilerle.
şiir şiir ötesi apayrı düş alemi.. şiir biterken apayrı bir mahalle repliğine düşüyorum...farkında olmadan okduğum yorum cevaplarında sesli olarak birde ben cevap vermişim :))
hepinize ayrı ayrı teşekkürler.. şuayip, cem egeli, mert metin , şeşbeş hamdi süslü süleyman, topal ramazan ve tüm veremli meyhane şairleri.. dertlerin orta yeri ... ..
saygımla sevgimle.. saygıdeğer şuayip bey belki yeri değil ama tüm kadınlar adına aldım kutlamanızı... teşekkürler yürekten
Şiirime gösterdikleri ilgi ve kattıkları değer için;değerli kurul yönetimine ve aynı zamanda eşsiz yorumlarıyla şiirime sahip çıkan tüm şiir gönüllüsü dostlarıma teşekkür eder;en derin sevgi ve saygılarımı sunarım.
Aynı zamanda belki yeri değil ama;yine de anlayışınıza ve izninize sığınarak:
Geldiğini duymadım hoşgeldin. Hoşgeldin de! İnsan bi yerden ağrı temenna eder kapıdan girişte.. Hele ki de, kendisine yol açana! Telif- melif demişsin bu işlerden çakarım az biraz.. Cem Egeli'ye ayıp olcak ya neyse. Tanımam zati iki kez selamlaştık sadece. Vekalet ücretinde çamura yatmak yok ha! Alkol olarak bitamam isterim.
esseni tarafından 3/7/2008 3:51:48 PM zamanında düzenlenmiştir.
Dostlar sofrasında söz mü olur efendim.Ve birilerinden alacağım telif haklarını ;Lütfen! sizinle görüşelim.Gördüğünüz üzere kendileri, henüz daha somut bir adım atmamışlardır.Eğer siz de kabul buyurursanız;bundan sonra :Sayın Egeli,Metin,Fadıl ve Asi Şair:Lütfen sizinle bu konuyu konuşsun!Anlaşırız biz.Kimse duymasın.Anlaşırız Sayın Esseni.Anlaşırız!Yolunu yordamını ayarlarız.
Dostlar sofrasında söz mü olur efendim.Ve birilerinden alacağım telif haklarını ;Lütfen! sizinle görüşelim.Gördüğünüz üzere kendileri, henüz daha somut bir adım atmamışlardır.Eğer siz de kabul buyurursanız;bundan sonra :Sayın Egeli,Metin,Fadıl ve Asi Şair:Lütfen sizinle bu konuyu konuşsun!Anlaşırız biz.Kimse duymasın.Anlaşırız Sayın Esseni.Anlaşırız!Yolunu yordamını ayarlarız.
ilk evvela söylemeden edemeyeceğim sevgili yasemin ince kulakları çınlasın mütiş bir tiplemesi vardı şuayp diye. habire ikiz yatakta bi sevişemedim diyip dolaşıyordu bir eli cebinde. pes diyorum. bir karekter bir isme bu kadar mı uyar.
SONRA
BİR SÜRÜ DELİKANLIYA DOSTÇA ÖĞÜTLER
tibet'e git deveye bin incili oku ayakkabılarını maviye boya sakal bırak kağıttan bir kanoyla dolaş dünyayı the saturday evening post'a abone ol çiğnerken sadece sol tarafını kullan ağzının tek bacaklı bi kadınla evlen ve düz bir usturayla traş ol ve kadının koluna adını kazı benzinle fırçala dişlerini bütün gün uyu ve gece ağaçlara tırman keşiş ol viski ile bira iç kafanı suyun altında tut ve keman çal pembe mum ışığında göbek at köpeğini öldür belediye başkanlığına aday ol bir varilin içinde yaşa baltayla kafanı yar yağmurda lale ek AMA ŞİİR YAZMA!
Charles Bukowski
seranat tarafından 3/7/2008 2:51:31 PM zamanında düzenlenmiştir.
seranat tarafından 3/7/2008 2:52:06 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yazdıklarınızı şahsınızın kısa künyesi olarak okudum.Çünkü söylediklerinizin ,ne şiir yorumu ile alakası var;ne de edebi bir dil arz etmekte.Provokasyon bile ,belirli bir kültür düzeyine dayanır.Oysa sizin yazdıklarınızdan, sizin psikolojik durumunuzu çıkarmak hiç de zor değil.Elbette bu durum psikiyatr'ların işi.Bu yüzden sitenin içeriği gereği;bu konumda size yardımcı olamayacağım.
Lakin bir konuda şunu da söylemek isterim.Kullanmış olduğunuz bu dil'in;gün ışığına çıkmamış sözleri, benim ezberimde çakılı durur.Bazı yorumlarını da inceledim.Aynı destursuzluğu orada da sergilemişsin.Senin niyetinin edebiyat değil,kendi halinde gezen ,yaşlı kelaynak kuşlarının havada avare dolanması gibi birşey...
Lütfen!Kendi kendinizi anlatan şu kelimelerenizi alınız.
Biraz aşağı olan bir yerlerde “şehanettin yazdığın her sözün altına imzamı atarım ayrıca sabrını ve uslubunu takdir ediyorum. ziraa ben ancak bu şarapçı takımıyla kafa bulurum. sen harbi şairden sayıp yorum yazmışsın. emeğine tebrik...” demişsiniz… Eee siz de asker bavulu gibi hemen düşmüşsünüz, ne iş ?
O “ekiz yatak” diyen Yasemin Yalçın’ın tiplemesi değil, Saldıray Abi’ydi yanılmıyorsam. Neyse, o tür abilere dikkat edin siz.
Aaa, bir de siz Charles Bukowski’i diyorsunuz… Hani şu sevişmelerini iğrençleştirerek anlatan dünya çapındaki Charles Bukowski’iden söz ediyorsunuz… Gerçi siz ganisini bilirsiniz ama, yine de aramızda kalması şartıyla söyleyeyim: Bukowsk, Şuayip’in yaptığının dik alasını, hatta katran karasını yapar!
…
Burası Şuayip’le ilgili: Yaaa gördün mü koçum? Ne bereketli adammışsın be! Ama ADAMSIN YA !
Bizde son zamanlarda yeni gelen yine gelmesin diye böyle karşılanıyor. Ne yani sen tören mi bekliyordun?
Veremli’de Ha babam konuşup, iki düblede otomotik pilota bağlıyordun bizi, hadisene…
Yazdıklarınızı şahsınızın kısa künyesi olarak okudum.Çünkü söylediklerinizin ,ne şiir yorumu ile alakası var;ne de edebi bir dil arz etmekte.Provokasyon bile ,belirli bir kültür düzeyine dayanır.Oysa sizin yazdıklarınızdan, sizin psikolojik durumunuzu çıkarmak hiç de zor değil.Elbette bu durum psikiyatr'ların işi.Bu yüzden sitenin içeriği gereği;bu konumda size yardımcı olamayacağım.
Lakin bir konuda şunu da söylemek isterim.Kullanmış olduğunuz bu dil'in;gün ışığına çıkmamış sözleri, benim ezberimde çakılı durur.Bazı yorumlarını da inceledim.Aynı destursuzluğu orada da sergilemişsin.Senin niyetinin edebiyat değil,kendi halinde gezen ,yaşlı kelaynak kuşlarının havada avare dolanması gibi birşey...
Lütfen!Kendi kendinizi anlatan şu kelimelerenizi alınız.
Biraz aşağı olan bir yerlerde “şehanettin yazdığın her sözün altına imzamı atarım ayrıca sabrını ve uslubunu takdir ediyorum. ziraa ben ancak bu şarapçı takımıyla kafa bulurum. sen harbi şairden sayıp yorum yazmışsın. emeğine tebrik...” demişsiniz… Eee siz de asker bavulu gibi hemen düşmüşsünüz, ne iş ?
O “ekiz yatak” diyen Yasemin Yalçın’ın tiplemesi değil, Saldıray Abi’ydi yanılmıyorsam. Neyse, o tür abilere dikkat edin siz.
Aaa, bir de siz Charles Bukowski’i diyorsunuz… Hani şu sevişmelerini iğrençleştirerek anlatan dünya çapındaki Charles Bukowski’iden söz ediyorsunuz… Gerçi siz ganisini bilirsiniz ama, yine de aramızda kalması şartıyla söyleyeyim: Bukowsk, Şuayip’in yaptığının dik alasını, hatta katran karasını yapar!
…
Burası Şuayip’le ilgili: Yaaa gördün mü koçum? Ne bereketli adammışsın be! Ama ADAMSIN YA !
Bizde son zamanlarda yeni gelen yine gelmesin diye böyle karşılanıyor. Ne yani sen tören mi bekliyordun?
Veremli’de Ha babam konuşup, iki düblede otomotik pilota bağlıyordun bizi, hadisene…
Ooo şairim hoşgeldin. Nerelerde kaldın... Dilimizde tüy bitti söyleye söyleye ama nihayet geldin, hem de pir geldin.
Cem'e sor, Mert'e sor, Fadıl'a sor... Bak bakalım ne diyecekler :) Evet Manifestodur bu... Hırsız amip şairlere inat, google şairlerine inat... İyi ki geldin...
şairim artık bu arkadaşın yürüyüşü de değişir...iki güzel kurdelası da olmuş...artık telif hakları diye de belki tutturmaz...ama şüayip bu...belli olmaz...sigara almaya diye çıkar...gidiş o gdiş...arada bul şüayibi...bir bakarsın trabzon tereyağı elinde döner...bu arada...bunca gürültü ne için...bakalım...izleyelim...
şairim artık bu arkadaşın yürüyüşü de değişir...iki güzel kurdelası da olmuş...artık telif hakları diye de belki tutturmaz...ama şüayip bu...belli olmaz...sigara almaya diye çıkar...gidiş o gdiş...arada bul şüayibi...bir bakarsın trabzon tereyağı elinde döner...bu arada...bunca gürültü ne için...bakalım...izleyelim...
ne yazdığını bilen bir kalemin şiirinin hak ettiği yerde olması çok güzel.. teşekkürler şair yeniden bu renkli paylaşımınız için kutluyorum.. saygılar...
Anlatım, kurgu, konu fevkalade. Az biraz meyhane ağzıyla zaman zaman eski Türk filmlerine gider gibi oldum. Hakettiği yerdeler. Şaire de şiire de tebrikler.
İLK ŞİİRİYLE ÖZEL SEÇKİYE REVA GÖRÜLMESİNDEN DOLAYI KUTLUYORUM.
(SEÇİCİ KURULA BAŞKA NASIL ULAŞACAĞIMI BİLEMEDİĞİMDEN,BUNDAN SONRASI ONA
AİTTİR ARKADAŞIMIZ ALINMASIN.)
Tek bir manzume dahi insan yığınlarını ulus haline getirir.Bunun en canlı örneği
yakın tarihimizde Finlandiya'da olmuş Klavela destanı sayesinde FİNLİLER UNTULMUŞ TARİHLERİNİ VE KÜLTÜRLERİNİ YENİDEN KEŞFEDEREK bir ulus olduklarını yakın zamanlarda farketmişlerdir..Bir ulusun edebiyatı,dilinin,inançlarının,ahlaki,dünyevi, yaşama biçimi,alışkanlıkları,tarihi,adeti vs. tüm kültürel değerlerinin usareleriyle oluşur.Her şeyiyle o kültürün tüm maddi manevi varlarının özgün bakışını yansıtır. Bu bakış acısının özgünlüğü yittikçe yozlaşma ve kokuşmalar başlar.
HER ÇOCUĞUN EBEVEYNİNİN davranılşlarını taklit edip örnek aldığı gibi kuşaklar arasında bu aktarım kültürel değişimin ve dinamiklerinin içinde devam eder.
Şüphesiz arkadaşımızın şiirinin konusu kendi sınıfına ait jargonları ve hayat felsefesini ortaya koyması açısından ilginçtir.Getto edebiyatı,hergele edebiyatı zümre edebiyatı, evrensel yozlaşmanın yarattığı marjinal gurup edebiyatı da bir edebiyat türüdür. FAKAT EDEBİYATIN KİTLELER ÜZERİNDEKİ BU DENLİ ÖZENDİRİCİ VE KALICI ETKİSİ Nİ GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURDUĞUMUZDA kuşaklarımızı bir çeşit marjinal kendini yeni yetme HERGELELERİN ALLAHI ZANNETMESİ eğilimin artmasına fikren razı olacaklar mıdır?
EVRENSEL YOZLAŞMANIN ÇATLAK DELİKANLISI BETİMLESİNDEN HAREKETLE OKUMAMIŞ AMA ATTIĞI ÇEKETTEN ŞAİR ÇIKARAN SOKAK KÜLTÜRÜNE ULAŞMAK, DÜNYADAKİ TÜM MİLLETLERİN KADINLARININ TADINA BAKIP,BİZİM MAHALLEYE OTURUP CİNGÖZ BEDRİYE TARAFINDAN KAFESLENMEK,ULUSLAR ARASI HAVAYOLLARININ ORTAK ÜRÜNÜ OLARAK DÜNYAYA GELMEK,UÇAKTAN TARLAYA ÇAKILMAKTAN MÜTEVVELLİT UFAKTAN tırlatıvermek hayallerini kurmak az buz şeyler değildir.
ŞAİRİMİZİ BU GENİŞ UFKU VE HAYAL GÜCÜ BAKIMINDAN YÜREKTEN KUTLUYORUM .
Sözüm o ki secici kurul gelecek kuşaklarımızı düşünerek bu ilginç şiirleri seçsin seçsin de özendirilecek yere de koymasın.
şehanettin yazdığın her sözün altına imzamı atarım ayrıca sabrını ve uslubunu takdir ediyorum. ziraa ben ancak bu şarapçı takımıyla kafa bulurum. sen harbi şairden sayıp yorum yazmışsın. emeğine tebrik...
Ben de sizi tebrik ediyorum Şahamettin Bey, disiplininizle çok yere yetiştiğiniz ve bana kendinizi okuttuğunuz için… Fena da olmadı hani… Divan Edebiyatı rüzgarları ve tuttuğum “TASVİR ÜL ŞAPŞALAN” şiiriniz…
Ama konumuz bu değil şimdi, böyle bir yoruma ne gerek vardı diye düşündürdünüz beni.
Belki de amacınız buydu ve ulaştınız. Benim için hiçbir sakıncası yok; ne olur, varsın böylesi de olsun.
“Tek bir manzume dahi insan yığınlarını ulus haline getirir.” demişsiniz ki, yorumunuz genel olarak doğru ve fakat özel olarak göndermelerinize takıldım ben galiba…
Evet , tek bir şiirin dilden dile dolaşması ve tek bir askerin anlatılan kahramanlıkları Nazi vahşetinin Moskova önlerinde bitmesine neden oldu.
…
Biz imparatorluktan yeni koparılarak kurulmuş ülke/ulus değiliz. Bir ulusun mevcudiyetinde toprak bütünlüğü kadar, gelenek-görenek, örf-adet (masal, efsane,mit v.s)ve dil (kültür,edebiyat ve tüm sanatlar) vardır. Ulusçulukta ise, kanbağı, şecere gibi etkenler aranmaz, yalnız yeniden şekillenmesi halinde eğitimin ve ideallerin ulusal olması aranır. Biz o aşamaları çoktan geçtiğimizi sanıyorum. Yoksa, Neyzen Tevfik, Can Yücel (v.s) gibilerin adlarını bilmiyor olurduk bugün…
…
“HER ÇOCUĞUN EBEVEYNİNİN davranışlarını taklit edip örnek aldığı gibi kuşaklar arasında bu aktarım kültürel değişimin ve dinamiklerinin içinde devam eder.”
Ne yapmalı peki? + 18 “akıllı işaret”i çözüm olabilir mi?
“FAKAT EDEBİYATIN KİTLELER ÜZERİNDEKİ BU DENLİ ÖZENDİRİCİ VE KALICI ETKİSİ Nİ GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURDUĞUMUZDA…”
Ben de sizi tebrik ediyorum Şahamettin Bey, disiplininizle çok yere yetiştiğiniz ve bana kendinizi okuttuğunuz için… Fena da olmadı hani… Divan Edebiyatı rüzgarları ve tuttuğum “TASVİR ÜL ŞAPŞALAN” şiiriniz…
Ama konumuz bu değil şimdi, böyle bir yoruma ne gerek vardı diye düşündürdünüz beni.
Belki de amacınız buydu ve ulaştınız. Benim için hiçbir sakıncası yok; ne olur, varsın böylesi de olsun.
“Tek bir manzume dahi insan yığınlarını ulus haline getirir.” demişsiniz ki, yorumunuz genel olarak doğru ve fakat özel olarak göndermelerinize takıldım ben galiba…
Evet , tek bir şiirin dilden dile dolaşması ve tek bir askerin anlatılan kahramanlıkları Nazi vahşetinin Moskova önlerinde bitmesine neden oldu.
…
Biz imparatorluktan yeni koparılarak kurulmuş ülke/ulus değiliz. Bir ulusun mevcudiyetinde toprak bütünlüğü kadar, gelenek-görenek, örf-adet (masal, efsane,mit v.s)ve dil (kültür,edebiyat ve tüm sanatlar) vardır. Ulusçulukta ise, kanbağı, şecere gibi etkenler aranmaz, yalnız yeniden şekillenmesi halinde eğitimin ve ideallerin ulusal olması aranır. Biz o aşamaları çoktan geçtiğimizi sanıyorum. Yoksa, Neyzen Tevfik, Can Yücel (v.s) gibilerin adlarını bilmiyor olurduk bugün…
…
“HER ÇOCUĞUN EBEVEYNİNİN davranışlarını taklit edip örnek aldığı gibi kuşaklar arasında bu aktarım kültürel değişimin ve dinamiklerinin içinde devam eder.”
Ne yapmalı peki? + 18 “akıllı işaret”i çözüm olabilir mi?
“FAKAT EDEBİYATIN KİTLELER ÜZERİNDEKİ BU DENLİ ÖZENDİRİCİ VE KALICI ETKİSİ Nİ GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURDUĞUMUZDA…”
şehanettin yazdığın her sözün altına imzamı atarım ayrıca sabrını ve uslubunu takdir ediyorum. ziraa ben ancak bu şarapçı takımıyla kafa bulurum. sen harbi şairden sayıp yorum yazmışsın. emeğine tebrik...
Ben de sizi tebrik ediyorum Şahamettin Bey, disiplininizle çok yere yetiştiğiniz ve bana kendinizi okuttuğunuz için… Fena da olmadı hani… Divan Edebiyatı rüzgarları ve tuttuğum “TASVİR ÜL ŞAPŞALAN” şiiriniz…
Ama konumuz bu değil şimdi, böyle bir yoruma ne gerek vardı diye düşündürdünüz beni.
Belki de amacınız buydu ve ulaştınız. Benim için hiçbir sakıncası yok; ne olur, varsın böylesi de olsun.
“Tek bir manzume dahi insan yığınlarını ulus haline getirir.” demişsiniz ki, yorumunuz genel olarak doğru ve fakat özel olarak göndermelerinize takıldım ben galiba…
Evet , tek bir şiirin dilden dile dolaşması ve tek bir askerin anlatılan kahramanlıkları Nazi vahşetinin Moskova önlerinde bitmesine neden oldu.
…
Biz imparatorluktan yeni koparılarak kurulmuş ülke/ulus değiliz. Bir ulusun mevcudiyetinde toprak bütünlüğü kadar, gelenek-görenek, örf-adet (masal, efsane,mit v.s)ve dil (kültür,edebiyat ve tüm sanatlar) vardır. Ulusçulukta ise, kanbağı, şecere gibi etkenler aranmaz, yalnız yeniden şekillenmesi halinde eğitimin ve ideallerin ulusal olması aranır. Biz o aşamaları çoktan geçtiğimizi sanıyorum. Yoksa, Neyzen Tevfik, Can Yücel (v.s) gibilerin adlarını bilmiyor olurduk bugün…
…
“HER ÇOCUĞUN EBEVEYNİNİN davranışlarını taklit edip örnek aldığı gibi kuşaklar arasında bu aktarım kültürel değişimin ve dinamiklerinin içinde devam eder.”
Ne yapmalı peki? + 18 “akıllı işaret”i çözüm olabilir mi?
“FAKAT EDEBİYATIN KİTLELER ÜZERİNDEKİ BU DENLİ ÖZENDİRİCİ VE KALICI ETKİSİ Nİ GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURDUĞUMUZDA…”
Ben de sizi tebrik ediyorum Şahamettin Bey, disiplininizle çok yere yetiştiğiniz ve bana kendinizi okuttuğunuz için… Fena da olmadı hani… Divan Edebiyatı rüzgarları ve tuttuğum “TASVİR ÜL ŞAPŞALAN” şiiriniz…
Ama konumuz bu değil şimdi, böyle bir yoruma ne gerek vardı diye düşündürdünüz beni.
Belki de amacınız buydu ve ulaştınız. Benim için hiçbir sakıncası yok; ne olur, varsın böylesi de olsun.
“Tek bir manzume dahi insan yığınlarını ulus haline getirir.” demişsiniz ki, yorumunuz genel olarak doğru ve fakat özel olarak göndermelerinize takıldım ben galiba…
Evet , tek bir şiirin dilden dile dolaşması ve tek bir askerin anlatılan kahramanlıkları Nazi vahşetinin Moskova önlerinde bitmesine neden oldu.
…
Biz imparatorluktan yeni koparılarak kurulmuş ülke/ulus değiliz. Bir ulusun mevcudiyetinde toprak bütünlüğü kadar, gelenek-görenek, örf-adet (masal, efsane,mit v.s)ve dil (kültür,edebiyat ve tüm sanatlar) vardır. Ulusçulukta ise, kanbağı, şecere gibi etkenler aranmaz, yalnız yeniden şekillenmesi halinde eğitimin ve ideallerin ulusal olması aranır. Biz o aşamaları çoktan geçtiğimizi sanıyorum. Yoksa, Neyzen Tevfik, Can Yücel (v.s) gibilerin adlarını bilmiyor olurduk bugün…
…
“HER ÇOCUĞUN EBEVEYNİNİN davranışlarını taklit edip örnek aldığı gibi kuşaklar arasında bu aktarım kültürel değişimin ve dinamiklerinin içinde devam eder.”
Ne yapmalı peki? + 18 “akıllı işaret”i çözüm olabilir mi?
“FAKAT EDEBİYATIN KİTLELER ÜZERİNDEKİ BU DENLİ ÖZENDİRİCİ VE KALICI ETKİSİ Nİ GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURDUĞUMUZDA…”
siz neye bakarak bu şiiri günün şiiri seçtiniz anlamadım.. gerçi kim seçiyo bunnun mercii kim onuda bilmiyorum ama gercekten çok saçma geldi.. kusura bakma saygılar..
evet kardeşim benim şiirim bir çok sanatçı arkadaşım tarafından şiirlerim bestelenmiştir ama ne kadar sevinmişşsiniz yorumuma cevap yazarken çok komik.. sakın yiğit tekinin karabasan geceler adlı parçası olmasın! nasıl şarkı hoşuna gittimi bari..
'Umutsuzluğu ihraç eden bir çok ülkenin Herhangi bir şehrinde bıraktım seni İnzivaya çekilmiş bu hikayenin hüzün dolu Tetiğini çoktan çektim Seni öldüreli çok oldu Şimdi benden de betersin İyi ve güzel Hakikate bel bağlamış saf dillerden Bir habersin Belki çıldırmak üzeresin Hayati burguların tükenmekte Gazete manşetlerinde aristokrat bir ferman Olurken ölüm ilanın karanlığın ardısıra Çığlıklar ve uğultular eşliğinde sevdamdır Uğurladığım ''
Yukarıda yazılan şiir sizin mi?Yoksa 2002 yılında Yiğit TEKİN'in ''KARABASAN GECELER'' adlı kasetinde okuduğu şiir olmasın?
http://www.youtube.com/watch?v=0r66dUKKm5w
Not:Sevgili HAYBO!
Öncelikle bizi bu konuda bir aydınlatın.Daha sonra şiirin analatik değerlendirmeleriyle ilgili birkaç dizemi; yazınıza istisnaden cevaplayacağım.Hangi şiir olursa olsun.Şiir nasıl değerlendirilir?Nasıl değerlendirilmez.
evet kardeşim benim şiirim bir çok sanatçı arkadaşım tarafından şiirlerim bestelenmiştir ama ne kadar sevinmişşsiniz yorumuma cevap yazarken çok komik.. sakın yiğit tekinin karabasan geceler adlı parçası olmasın! nasıl şarkı hoşuna gittimi bari..
'Umutsuzluğu ihraç eden bir çok ülkenin Herhangi bir şehrinde bıraktım seni İnzivaya çekilmiş bu hikayenin hüzün dolu Tetiğini çoktan çektim Seni öldüreli çok oldu Şimdi benden de betersin İyi ve güzel Hakikate bel bağlamış saf dillerden Bir habersin Belki çıldırmak üzeresin Hayati burguların tükenmekte Gazete manşetlerinde aristokrat bir ferman Olurken ölüm ilanın karanlığın ardısıra Çığlıklar ve uğultular eşliğinde sevdamdır Uğurladığım ''
Yukarıda yazılan şiir sizin mi?Yoksa 2002 yılında Yiğit TEKİN'in ''KARABASAN GECELER'' adlı kasetinde okuduğu şiir olmasın?
http://www.youtube.com/watch?v=0r66dUKKm5w
Not:Sevgili HAYBO!
Öncelikle bizi bu konuda bir aydınlatın.Daha sonra şiirin analatik değerlendirmeleriyle ilgili birkaç dizemi; yazınıza istisnaden cevaplayacağım.Hangi şiir olursa olsun.Şiir nasıl değerlendirilir?Nasıl değerlendirilmez.
Kıymetli şarapçı dostlarım Ben de sevdim bir zamanlar be . . Bu dizelere kadar; Şuayip ne Ayıp, diyecektim ama vazgeçtim. şa(i)rapçı dostların sevenlerin dilinden anlarlar.
Abi sen hangi masada oturuyosun Ben seni hiç görmemişim valla; Acele kaçırmalıyım sevdiğim kızları oradan Orient expresi kiralamam gerekiyor Nasıl olsa öder/parasını sevdiğim kızlar... .. Birazcık da şayirlik(!) bulaşdıysa bana O da senden olabilir valla!? mi sallasam,şayire(!) ...Değdikten sonra; ..
kanatmışsın abi,kırmızıyı haketmişsin !
Şaban Aktaş tarafından 3/7/2008 9:20:50 AM zamanında düzenlenmiştir.
Sermişim fasarya şiirleri önüme Meyhaneci ne bakıyorsun öyle angut angut yüzüme Paramı çıkarıp harcasam kapitalist doğuyor Ama sövünce de yan masaya ayıp oluyor
çokta güzel yakışmış kutlarım dizeleri ve değerli kalemi başarınız daim olsun değerli şair saygılar
ilk okuyuşumda dili ve kullandığı argümanlar biraz düşündürmüştü beni..ama akıcılığı ve sevimliliği gülümsetti .. ihtiyacımız vardı şu günlerde böyle bir sese... ne diyelim ilk şiirinle kaptın kurdeleyi :)
iyi ki geldin.... esrik bulutlarda gez tarlabaşında... sevgiyle......
vay aslan şuayip gelmiş hoş gelmiş... insan uslu sakin kapı tıklatır be kardeşim... bugün işim başımdan aşkın birileri demese haberim olmayacaktı...neyse baba... sağa sola sarma da maksat muhabbetimiz daim olsun... şiirin de egeli'nin dediği kadar varmış...
bir sana mı yer yok aramızda?.. iyi ki gelmişsin...
Geçin kardeşim bunları.Hem artık sizin kurdalanız varsa,artık benim de var.Siz önce telif haklarımı ödeyin be!Nakit görmeden finans işlerine girmem ben.Lütfen artık beni çok fazla meşgul etmeyiniz!Ben sizleri arayacağım zamanı bilirim.Artık beni seven dostlarımın şiirlerini okumak istiyorum!
bakıyorum da dil kasların bayağı gelişmiş şüayip...uslu uslu şiirini yazsana sen... sen ne enteresan adamsın be kardeşim...yalnız egeli centilmen bir adamdır...ama sen de bu dil kas gelişimi varken...o'nu yeniden küresel deli haline çevirmen yakındır...sen daha o tarafını görmedin şüayip...benim güzel kardeşim...sen piyangodan mı çıktın başımıza...daha ilk günden başladın...hadi bakalım hayırlısı...allah bilir sen o cacığın içindeki salatalık tanelerini de saymışsındır...sen yaz şiirini ya da yorumunu...uslu uslu otur oldu mu...
Yahu sen ne arıza adammışsın be Şuayip ? Cidden senin her halin birbirinden acayip ! İlk günden kan oldun yapıştın yakamıza “telif de telif…”diye… Senin büyük olasılıkla bu ülkede Fikir ve Sanat Eserleri Yasası’ndan haberin vardır ama, pek işe yaramadığından da haberin var mı? Uyanık kardeşim! Hem sonra telif dediğin rakı değil mi? Git Veremli’ye selamımı söyle!.. Aaa ne bu ya? Her yerden sorular yöneltilmeye başladı. Rezil ettin bizi cümle siteye.
Allah Allah ya!
Unutma ki “ keser döner sap döner, gün gelir hesap döner !”
'Aman Şüayip!Yandım Şüayip!''diye yazmasını biliyorsun.Ben yok iken tefleri bırakıp,davullara da geçmişsiniz.En son ısmarladığın cacığın yarısından fazlasını da sen götürmüştün.Ben sizin merhabanızdan bir şey anlamadım ki.Siz şimdi bırakın bunları da telif haklarımı verin!
Geçin kardeşim bunları.Hem artık sizin kurdalanız varsa,artık benim de var.Siz önce telif haklarımı ödeyin be!Nakit görmeden finans işlerine girmem ben.Lütfen artık beni çok fazla meşgul etmeyiniz!Ben sizleri arayacağım zamanı bilirim.Artık beni seven dostlarımın şiirlerini okumak istiyorum!
bakıyorum da dil kasların bayağı gelişmiş şüayip...uslu uslu şiirini yazsana sen... sen ne enteresan adamsın be kardeşim...yalnız egeli centilmen bir adamdır...ama sen de bu dil kas gelişimi varken...o'nu yeniden küresel deli haline çevirmen yakındır...sen daha o tarafını görmedin şüayip...benim güzel kardeşim...sen piyangodan mı çıktın başımıza...daha ilk günden başladın...hadi bakalım hayırlısı...allah bilir sen o cacığın içindeki salatalık tanelerini de saymışsındır...sen yaz şiirini ya da yorumunu...uslu uslu otur oldu mu...
Yahu sen ne arıza adammışsın be Şuayip ? Cidden senin her halin birbirinden acayip ! İlk günden kan oldun yapıştın yakamıza “telif de telif…”diye… Senin büyük olasılıkla bu ülkede Fikir ve Sanat Eserleri Yasası’ndan haberin vardır ama, pek işe yaramadığından da haberin var mı? Uyanık kardeşim! Hem sonra telif dediğin rakı değil mi? Git Veremli’ye selamımı söyle!.. Aaa ne bu ya? Her yerden sorular yöneltilmeye başladı. Rezil ettin bizi cümle siteye.
Allah Allah ya!
Unutma ki “ keser döner sap döner, gün gelir hesap döner !”
'Aman Şüayip!Yandım Şüayip!''diye yazmasını biliyorsun.Ben yok iken tefleri bırakıp,davullara da geçmişsiniz.En son ısmarladığın cacığın yarısından fazlasını da sen götürmüştün.Ben sizin merhabanızdan bir şey anlamadım ki.Siz şimdi bırakın bunları da telif haklarımı verin!
Sermişim fasarya şiirleri önüme Meyhaneci ne bakıyorsun öyle angut angut yüzüme Paramı çıkarıp harcasam kapitalist doğuyor Ama sövünce de yan masaya ayıp oluyor
Vay be kendini aşmış bir şiir. Can Yücel tarzı pek hoş bir şiir olmuş. Yüreğinizi tebrik ediyorum....
Maşallah sadece bana değil, her yere yetişmişsin. Bu ne hız be kardeşim yavaş ol, başım döndü vallahi... Bir de telif istiyorsun benden, bak, farkında olmadan ne güzel hazırlamışım seni. Bir düşün, asıl borçlu kim olmalı bu durumda? Ama yok yok, seni bilmez miyim ben? Borçlu olsan da, allem eder kullem eder borçlu çıkarırsın karşındaki adamı... :)))
Maşallah sadece bana değil, her yere yetişmişsin. Bu ne hız be kardeşim yavaş ol, başım döndü vallahi... Bir de telif istiyorsun benden, bak, farkında olmadan ne güzel hazırlamışım seni. Bir düşün, asıl borçlu kim olmalı bu durumda? Ama yok yok, seni bilmez miyim ben? Borçlu olsan da, allem eder kullem eder borçlu çıkarırsın karşındaki adamı... :)))
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.