GÜZEL KADIN İÇİN
Az kala yalnızlaşıyordum,
Bir mutluluk panayırındayken… Gidip gelmelerim vardı. Hüzünlü bir saatin sevinçli yüzüne doğru… Ve daha sonra bir –tik tak- uğultusuyla, tekrardan; Doğuyorum-yürüyorum-sevişiyorum-savaşıyorum… Alnım ak alnım kara, Gizleniyorum karalarda bir yerde… Dolaşıyorum ak huylu gecenin ufkunda. Dövüşüyorum yalnızlığın tanrısı ile… Bir-bir boğuyorum tanrının askerlerini. Git asker git. Bırak yakamı git tanrı… Yalnızlığı ben terk ediyorum. Necip Fazıl KISAKÜREK ne diyordu, acaba? Pardon, o demiyordu. Nazım Hikmet RAN, Diyordu. Ve bir gün kulağıma eğilip dedi ki: “Yalnızlık insana çok şey öğretirmiş. Ama sen gitme, ben cahil kalayım.” İşte bütün mesele yalnızlıktan kaçınmaktır. Bana birazcık yalnızlık kafidir… Susun melodi sesi çıkartan senfoni kuşları, Dilinize kelepçe tutturun şair beyler! Bir harf dahi konuşmayın insancıklar. -Kalmak yok bu dünyada artık.- Az yalnızcığımla kaçıyoruz biz! Çünkü zaman yok! -Elveda… Peki, efendim; Pek fazla uzattım kelimelerimi… Gidiyorum da gidiyorum bu bozuksu yerlerden... Hem de En içtenlik sevgim ile kayboluyorum, Ayak izlerinin yok olduğu yere kadar. Başka yerlere, Başka baharlara, Başka azıcık bir yalnızlıkla başka bir hayata, Başka bir kişi ile kaçıyorum buralardan. Çünkü o muazzam olası yerlerde; Güzelliği ile ülkeye sembol olan, Güler-yüzlülüğüyle can yeşerten, Bakışlarıyla yalnızlıkları öldüren, Sevişmeyi çok iyi bilen, Bir kadın var. Hem o kadar uzakta, Hem o kadar da başucumda. Bir uzun saçı var. Uzaktan uzağa gözümün önünde uçuşur incecikten!... Kadın ah kadın, senin dudakların en güzel nimettir. Sabah ışıltılarına kadar öpüşmek isterim onlarla. Umarım tanrı beni cezalandırmaz sevişmek için. Ona kalırsa günahmış! Birinin dediği gibi… Memelerin var diyorum masajla sömürme istiyor canım. Boynuna dolanır uçuşarak parmaklarım. Bir deliğin var cennetten düşme bir elma gibi. Zaman kısalıyor ömrüm gibi. Ve bütün dünyevi arzu isteklerim; Güzel kadın içindir!... |