0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1437
Okunma

Bir ses duyuluyor,
Sağır kulağımın dibinde...
Bu ses ki;
Bir tutam melankolik cümlelerdi,sanki...
Cümleler’in içinde,eskimiş,birer anıydı!..
Anılar’ın içinde,yırtılan,tek tek bütün resimlerdi..
Resimler’in içinde,yitirilen,bir sevgi eksikliğiydi..
Sevgi’nin içinde,kaybolan,sol yanımda bir sen idin!...
Bu ses ki;
Dağınık odam’dan uzaklaşan bir ayak sesi...
Çatlamış duvarlardaki bozuk saatlerden,kaybolmayan,
-Tik tak-sesi...Evet,o ruh morartıcı ses idi!-Durmadan tekrarlanan...
Hayır,bu ses:Akıl ile yürek arasındaki bağı delirten bir ses gibiydi!..
Hayır,bu ses:Kırık vaziyette bulunan kalbi’min,bozuk ritim atış sesi idi!..
Hayır,tam aksine olan bu huzurlu ses:Tavan arasında unutulmuş,radyo ve gramofonlar’dan çalınan kısık bir ses idi...
Hayır,bu hüzünlü ses:Tuhaf adam olan Cemal Süreya’nın ağzından,yaşayan şiirler’de ki solmuş kafiyelerin direniş sesleri idi!..
Hayır ya da evet,arasında kalan bu ses:O’nun şiirlerinde ağlayan bir kadın’ın,uzaklaşan belki de ömür boyu silinmeye mahkum kalan,titrek adımlarındaki ses idi!...
Bu ses ki;
Hepsi,ben rüyada iken;
Kulağıma doğru yankılanan buğultulu bir ses’ti,sanki!...
5.0
100% (3)