MARMARA DEPREMİKızgın bir ağustos günüydü! Günlerden:17 Ağustos idi. Saat daha üçü beş (03:05) geçiyordu. Herkes derin uykudaydı. Ve o uyku içerisinde; Bir kabusa tanık oldular. Kainatın yıkıldığını azmeden bir kabus! Marmara sallandı bir beşik gibi. Merkez Üstü Gölcük an ve an yıkılır gibi sallanıyordu. Yüreklere korku dolu bir korku aşılandı bir güç tarafından. Binalar hiç dönmemek üzere göç ediyordu. Beraberler’ince onca masum ve günahkar insanları da taşıyordu. Ve de masumiyetle dolu hayvanlar da ardına kapıldı. İnsanlar derin uykulardayken, Ta derinlerde sessiz ve şiddetli bir uğultu yankılandı. Ufuklar parladı-yandı-söndü! Her şey yerli yerinden oynadı. Dağ ve taş bir yana koştular. Deniz ve gökyüzü ters dönmüş gibiydi. Sanki,hançer dayanmıştı her şeye. Binalar,insanlar,hayvanlar göçtü. Her yere kan bulaşmıştı. Cesetler yatıyordu enkazın altında. İnsanlar uykularda iken yatıyordu yıkımın ortasında. Yatarken can veriliyordu. Bir,iki,yüz,iki yüz,üç bin,on bin... aşıyordu ölüm sayısı. Evler, enkazın altında. Sahilin dibine çekilmişti. Adeta arz yarıldı,deniz taştı. Fay hatları dans ediyordu. Yedi il veya daha fazla yerler nasibini aldı bu depremden. Anne-Baba-Ağabey-Bacı... Bütün aile bir uykuda göçüp gitti. Müslüman-Hristiyan-Yahudi-Ateizm... Arkalarında kan bırakarak uyudular. Türk-Kürt-Laz-İngiliz.. Onlarda ya enkaz altında. Ya da toprak altında. İnsanlık en başından beri toprak altına girmiş. Dozerler gece gündüz enkaz kazdılar. Kimileri de mezar kazdılar bilmeyerek!. Cenazeler konuldu yan yana. Bu bir ikazdı insanlara. Ama bir-iki gün sonra unutuldu gitti. Suç kimdeydi diyeceğinize. Benim ne hatam var diye düşünün! Gel zaman git zaman insanlar hep bozuk yapılar ürettiler. Adeta kendileri gibi. Oysa ki,bu bir insanlığa çağrıydı. Yıllar geçmesine rağmen, Dersimizi doğru düzgün alamamışız. Güçsüz yapılar Marmara Depremine neden oldu. |