ARALIKSIZ YAĞMUR
Burada aralıksız yağmur yağıyor.
Hem de günlerdir yağıyor. Kimsesiz kaldırımlarda, Şemsiyesiz dolaşıyorum. Aklıma sen gelince, Ben de ilk otobüsle sana geliyorum. Birden cama yaslanıyorum. Parmaklarım uçuşuyor buğulu cama doğru. Bir-iki çizgiden sonra, O güzel yüzünü çiziyorum. Sonra yüzünün yanına bir gül çiziyorum. O ipeksi yüzün, Bir yağmur damlasıyla, Güllerin kuruyan yapraklarına düşüyor. Güller,bu uzun yolculuktan sonra; Karanlıklarını bozuyorlar. Senin sayende yeniden yaşıyorlar. Ama her yer karanlık. Kentin ıssız köşeleri, Hep sessiz ve az ışıklı bir yer. Her şeye tanık olan tarih. Takvimin bu ızdıraplı günlere uzak gibi. Takvimin yapraklarına kazınan anılar bile. Soğuyor bazen.Gitgide unutuluyor birden. Ve birden yağmur,hıncahınç boşalıyor, Bu kentin sessiz ve sedasız sokaklarına. Ve otobüs son durak yaptı. Bulutlar biraz daha da ağlamasını ilerletirdi. Ve sen belleğimden aşağıya indin. Ellerini tutup, yağmurun altında koşmaya başladık. Ve yağmurun son damlası yerine, Seni seviyorum cümlesi aldı. |