SU MİSALİ..
Günler geçiyor
Solgun bütün renkler Günler, geceler yapraklar sarardı Vakit son/bahar Yıldızlar yol alıyor Göklerin yücelerinde sitemli Başka bir hayat fışkırıyor her gün Birbirinin benzeri Yıllar geçiyor Yollar uzayıp kısalıyor Gözlerin gözlerinden firar ediyor Kimi zaman gözlerine dalıyor Kırmızı bir umut Kıdemli bir yalnızlık var Göklerin derinliklerinde Yasak bir şehir gözlerin Maviler sürgün Yeryüzünde kendi bildiğince Uyunan kasım patları Bizi uyuttular ya ayakta Uyumadı dostluktan dönenler Bir umut boyu mutluluk Lisanın tekamül etmediği Bir dil sus kuyruklarında Dilediğin kadar payına düşen özgürlük Ekmek kuyruğu kadar mutluluklar var Dostluk kuyruklarında Her sabah kapında Kimsesizlik sessiz bir sevgi ve sevgisizlik Güneşinin yüzüne hasret bu yüzyılda Kış günü yeşil yaprağa Beni benim kadar anlayan Bir tango da ayak ayağa çelme takan sevgili İntihar gecesinde İhtiyar çınar ağacı Parmak uçlarına vurduğun prangalar Demli çay kadar yüreğime oturdu Nice sönen ocakların üstünde Kayan yıldızların mutlu çığlıkların ağıdı Ölü balıklar ve ölü insanlar unutuldu Ağlayan deniz kıyıları Hani Veysel/de demişti. " benim sadık yarim kara topraktır .." İşte öylesine su misali, Ömür gelip geçici.......................... Nurten Ak Aygen 03.10.2015 |