hayat ağacısaçlarına kar yağar dost kibrit suyu dökülür übüvvet sarayına don tutar, tolu vurur, mor sümbül bağlarına şaşarsın hazan mevsimidir bu, tez geçer, üzülme ha bileydin köksüzdür “hayat ağacı” dediğin hiç olmamış/doğmamış gibi bir şehadet yeter tek/bir’lerine kalırsa adın kalır 11 ihlas dudağında, vedasında birinin bir siyah/beyaz filimdir seyrettiğin oysa firuze renkli bir som/bahar ertesi ha bileydin düşlerine düşmeden düş kırığı en şakrak şarkılarda kısılacak gür sesin asude bir yolculuktur bu ve say ki göçmen kuşsun kana’dı göç yolunda kırılan... |