GÖNÜL TELİBir elimde sigaram bir elimde kalem var Çektiğim nefesimi dumanla sarmaladım Dudağımdan uçarken duman olmuş adın yar Ardı sıra sessizce ne ahlar ufaladım Damla damla düşerken gözümdeki yaşlarım Efkarım tavan yapar yazmaya da başlarım Biraz kağıt ıslansın buğusu sarsın gözü Dertli gönül nasılsa bırakır bir kaç sözü. Bir çocuk saflığıyla süslerken hayalini Erken büyümek nedir nasıldır sorma bana Maviye boyamıştım gönlümün her telini Saz gibi çalacaktım aşk bestelerken sana Akort etmek isterken kopuverdi bir anda İnce bir sızı kaldı çıkamayan bu canda Tavan yapan acılar günü güne ekledi Ruhumu yavaş yavaş buhrana itekledi. Şimdi şiir yüklendi aşkımın borçlarını Sayfa sayfa ödüyor gönlümün defterinden Artık o da bıraktı düşünmüyor yarını Geçmişin vebalini hissediyor derinden Oluk oluk akıyor her cümlesi kan revan Sanki az yanmış gibi diyor biraz daha yan Ateş basan duygular ismini sayıklıyor Kötü günleri bir bir iyiden ayıklıyor. Duman gibi üflesem başımdaki sisleri Güneşi kucaklasam ah son kez doğan günden Ömrümün yollarında çoğalan kasisleri Emanet deyip öpsem bir anlık gülüşünden Geçici heves değil bir ömür sürsün diye Kalbime verilmişti bu en güzel hediye Şımarık gülüşleri dudaklarıma sürsem Ayrılık günlerinin borç defterini dürsem. Ayvazım DENİZ |
Her güzelin bir bozar vardır derler ya:
Bu güzelin de bozarı: "Duman gibi üflesem başımda ki sisleri (ki bitişik olsaydı keşke)
selametle :)