İLK KAVGAM
Ben ilk kavgamı onsekiz yaşımda yaptım.
Aklım, kalbime düşman oldu bir gece. Beynimin ürettikleri, sevgiye dair ne varsa içimde, talan etti. Öyle bir savaş oldu ki içimde... Acıdan anılara uğradım. Niye şimdi uğradığıma şaşırdılar. Şaşıydılar; Beni benden bilmeyip "ikiyüzlü" ilan ettiler. Aklım "yalnızsın" diyordu, kalbim aksini. İlk kavgamı on sekiz yaşımda yaptım ben. Taşıyamadığım bir ismim vardı. O kadar muhtaçtım ki bir yudum şefkate, Biraz sadakat, azıcık hüzünlü bir çift göze, Kucak dolusu şeker tadında bir sevgiye... Muhtaçlığım aklıma zarar, kalbime ziyandı. Bu savaşın sonu hüsrandı. Öyle bir savaştı ki... Diri kalan tek şey "öfke" oldu. Bugün yirmi üç yaşımdayım. O öfke hala diri... O savaş hala devam etmekte... İlk kavgam hala sürmekte... Ve onca sene hep içime kanadım ben. Bundan çok sonra.. Belki bir yirmi üç yaş daha görsem, Biliyorum... Biliyorum bugünden daha yaralı bir o kadar acılı olacağım, İlk kavgam hep devam edecek ve kazanan bir taraf olmayacak. Ben ne zaman "sevdim" desem, Sen geleceksin gözümün önüne. Aklımın oralardan geçip kalbime uğradığında Peşinden bir ordu getireceksin içime. Kırılmaktan hissizleşen kalbim bir kez daha tadacak yenilgiyi Aklım bir kez daha paramparça edecek yüreğimi Her vuruşunda kendinden de bir parça yitip gidecek en derinlerime. Ben ne zaman birini görsem Sana benzetmek gibi bir aptallığa düşeceğim, İşte tam bu yüzden. Sana kim benzese, aynı şeyleri yaşatacak bana. "Seviyorum" diyecek, mutluluğumu isteyecek, İstediğini de alacak sen gibi, Sonra... Sonra, gidecek. Her gidiş seninki gibi olmasın, Gitse bile bir yerlerde yaşıyor olsun en azından, Varlığı mutlu etsin diye ben... İşte bu yüzden, On sekiz yaşım gibi olamayacağım. Ölümünden çok sonra bile, Hala sadık bir yanım var sana. Bunu bil. Bu denli sadakat Kıtmir’de* vardı bir tek. "Keşke" diyorum bazen, Bende dalsaydım senle beraber o derin uykuya, Üç yüz sene geçse aradan, Uyansak beraber, Ne çağ kabul etse bizi, ne zaman Öyle efsane olsak... Belki çok acırdı canımız, Ağlardık. Ama ben, hiç değilse yalnız kalmazdım. Şimdi sen yoksun ya! Üç yüz sene geçse aradan, Bitmez bu kavga. Aklım dese de "sev" diye, Kalbim kabul etmez "bir sen değil" diye! Belki tutarsın diye Her ziyaretimde mezarına soktuğum ellerime, Ne zaman bir kızın eli değse... Velev ki aklım firarda, Kalbimde yok; unutmuşum seni, Elim dahi bilir elinin coğrafyasını.. Uyuşmaz başka bir elle iklimi O yüzden sonbahar hep, sevdiğim mevsim. İlk baharı seninle bildim. Sonra bu şiiri yazdım, Sonra.. Sonra kış geldi... Abdüssamed GEDİK *Kıtmir: Ashab-ı Kehf kıssasında geçen mağarada yedi uyuyanlarla beraber uyuduğu rivayet edilen sadık çoban köpeğinin adı. |