Yâr'dan Yar'a
Uçurum kıyılarında yürürdüm.
Aklın sınırlarında.. Tanrı’nın sonsuzluğunda.. Bir cambaz edasıyla yürürdüm; kıldan bir köprüde. Ellerimde tabularımın tabutları.. Ağırlık olabildiğince, sırtımda. Bir sağa bir sola yalpalayarak.. Düşmenin korkusu var her adımımda.. Düşsem de huzurlu bir hissin tadı var adında. Buna kayıtsız kalmaz hayat. Israrla ve ızdırapla sen ne zaman gülsen... Bedelini ödetir sana. Hala yürüyorum.. Bileklerini kesip, Ellerini cebine koymuş bir adam gibi; ağır ağır. Ömrümün görmedikleri ama istedikleri, Paçalarımdan akıyor. Bir imama, bir ezana denk gelip, Kendimi teslim etmek arzusu ile... Ağır ağır, Bir adım daha. Tutunacak dal bulmak ister insan. Oysa cambazlar öyle değil.. Ben kendime tutundum yalpaladığım her anda. Yalnızlık kelimesi, Kökü, gövdesi ve salgıladığı şeylerle birlikte bir ottu Ve bizim yaşamamız için gerekliydi. Ben ondan, O korkularımdan beslendi. Büyüdü, Büyüdü. Ve ağaç oldu içimizde. Yürüdüğüm kıldan köprü; bu ip.. İnceldiği yerden koptuğu vakit.. Bu ağaca asılacak. Bizim yalnızlığımız; Bizim dar ağacımız. Ve bu ağaç sevgilim.. Tanrı’ya nispet yapar gibi göğe çakılmış bir çivi.. Hala yürüyorum.. Bir cambaz edasıyla, Uçurumun kenarında... Kıldan bi köprüde, Ağır ağır. Her adımımda düşmenin hayali. Adını her duyduğumda düşlerimin vebali.. Kimse doğru bi çizgi üzerinde değil asla. Bu ip... Bu ip varya sevgilim. Her hatada bir yerinden kör düğüm olmuş bu ip.. Her kördüğüm de kendimi gördüğüm bu ip.. Her gördüğümde bir gün/ah ettiğim bu ip.. Hayat diyorlar adına... Ha hayat, Ha sırat... Menzilin yoksa, "düşmek" kaçınılmaz cambaz için. Nihayete erdim sayılır. O kadar zaman yürüdüm ki, Yürümekte, İpin üstünde yürümekte olduğumu unutup, Koşarak geldim. Uçurumlara da yâr derler. Bende ki sana da... İkinizin de dibi yok. Düşsem asılı kalırım boşluklarınızda. Kenan’da bir kuyu, Yusuf’da.. Sende bir kuyu.. Sana düşen yanım da.. Cambazlar bilmez belki. Ama ben bilirim. "Düştüğün yer kuyu ise Çıktığın yer saray olur..." Sis dağılıyor. Zirvenin iki Yamacı; Yâr’in iki kenarı; Yarimin dudak kıvrımları... Arada gerili koca bir hayat. Ha hayat, Ha sırat! Yürümekteyim hala. Her kördüğümde seni gördüğüm bu ip kopsa.. Düşsem yokluğuna.. Kendimi oradan çekip çıkarırsın, bilirim. Dedim ya.. Cambazlar tutunacak bir şeyleri olmayınca, Kendilerine tutunur. Kendim dediğim, Ha sen, ha ben... Cambazım ben. Sirk bu hayat.. Aha can pazarı bu, Ruhunu ver ben’i sat... İp bu. Bu da ipin sonu.. Menzili sen olanın meskeni olsa kuyu... Bilirim. Kendimi kendim çıkarırım göğüne. Kendim dediğim.. Ha sen... Ha ben... 17.02.17 Abdüssamed Gedik |