İsimsiz kaldı hikayesi
Fırlama bir sabahın eteğine Parçalanmış kelimeler biriktirdim
Darmadağın bir hikayesin şimdi isimsiz ve sanıksız Bir şafak tetiğinde jiletlenmiş-ti sevdamızın şah damarı Yetim feryatlara inat eylül ortası zemheri yürekler Yıl eylül ortası Gün eylül on ikisi Vakit eylüllere gebe Fermansız vurgun yedi sayısız vuslat Adresi yanlış aşklar filiz verdi sürgün sarısı Hasret topladık mevsimler boyu cehennem tadında Amansız bir eylül çekerken kıyametin pimini Bütün aylar tekti Eylüldü ölüm Biz eylüldük ruhumuz dört mevsim gece karanlığı Umudun rahminde katledildi binlerce cenin Dar ağacında düğümlendikçe barış çığlıkları Dam duvarlarına kara kalem yazıldı İsimsiz hikayesi binlerce gecenin Siz bilmiyorsunuz On ikisinde durdu yetim yüreklerin sevinci Bilmiyorsunuz Biz on ikiye asılmış Sünepe eylüller biriktirdik O silik hayallere ağır çekim sayfa çeviren Sağır ve dilsiz anılar tuttuk siyah beyaz zihnimizde Ve Parçalandıkça nar çokluğunda Eylül karanlığı düştü adaletin koynuna Beyazı zift tutmuş umutlarla, Kabuksuz hüzünler sektirdik on ikinin özlem kokan sahillerinde Yargısız hazır infazlar Dağ gibi ayrılıklar dikti yüreğimizin tam ortasına Ve Her yıl on bir ayın diyeti gibi Binlerce yemin kustuk eylül sarısı Yüreğimizde bir eylül bir başka eylülün üzerine sancılı devrilirken, Parçalanmış kelimeler biriktirdim Yorgun hikayemizin kalemsiz yazarına Oysa bilmedim ayaz yüreklere değmezmiş cehennem ateşi Celal Şahbaz (yorgunkalem) |