Tutmayın beniİstanbul’da bir çığlık gibi yükselir yalnızlığım, martıların dudaklarında ıslık olur ismim. kaldırımlarında manasız iz olurum şehrin. dokunmaz sisli,kederli havası sahilin., bir bankta öylesine sabahlamayı bile sevmiştim ben. kız kulesine karşı, bir sıcak çay bardağının dumanında ısınırken. pul olsam, bir mektupla yollanacaktım uzaklara, çok uzaklara. bir haber olacaktım, belki bir özlem, belki bir sevda. bir ses olsam, uzanacaktım şehrin yedi tepesine. omzumda ağıtların yüküyle. İstanbul’da bir şiir gibi yükselir yalnızlığım, sigara molasında, gözyaşları olurum bir gurbetçinin yüzünde. ah, vagon sesleriyle büyüyen bir çocuktur benim ülkem ah. türküler yakılır eskimiş sevdalara, bir sazın telinde efkar oldum ben. kışlıkların arasına kaldırılmış bir ömür benimkisi, rafa kaldırılmış bir hayat. vazgeçilmiş, bertaraf edilmiş, unutlmuş bir savaş. İstanbul’da bir ölüm gibi yükselir yalnızlığım, en iyi sen bilirsin hasreti! tutma beni ey İstanbul, tutma beni! - Abdullah Cemek |