sen gitmeyi biliyorsun
sen gittin,
bir ben kaldım. sessizce akan bir ırmağın kıyısında. korkak bir gülümsemeyle baktım, sabırla yoğurdum yüreğimi. biraz kanadım, biraz acı çektim, ve biraz göz yaşı akıttım, gözyaşlarımdan köprüler kurdum. şakaklarımda parmak izlerin kaldı, tenimde nefesin, saçlarımda kokun, bir kurşun yarası gibi. biliyorum, bir gün, o batan güneş doğacak. gökleri parçalayarak toprak bulutların memesini emecek, ve yeniden yeşerecek, ve yeniden buğdaylar başak verecek, ben sana kavuşacağım, sen gittiğini sanacaksın. nasıl gittin ki sen, gittikçe bende çoğalıyorsun. düşümde yanımdasın, bir yatağın baş ucunda oturuyoruz, güneşten kavrulmuş acılarımız, yaşamdan bıkmış özlemlerimiz var. ve yine acılarımızdan özlem biriktiriyoruz, sen gitmeyi, ben kalmayı oynuyoruz. hangi düşün hayalini kurduysak artık, o düşün mahkumu olduk. bunu bir ben, birde yüreğim biliyor. sen gitmeyi biliyorsun. ibrahim dalkılıç 13/08/2015 21:30 izmir |