ÖLÜŞÜME AİT SON KAHKAHAYıkılışıma güvenipte mi geldin yüreğimi fethetmeye Derunumda saklı o garip bilmeceyi çözmeye Ama gözlerindeki gece siyah zebercetin kalesi Sanki siyahi küheylanın var oluş hikayesi Niye beni seçtin yoksa ben içimdeki senmiyim Gelişinin hüzne döndürdüğü ufacık bir yelkenmiyim Gülme sakın gülüşünde saklı ölüşüme ait son kahkaha Ölüm bir damlaydı içimde şimdi karşımda ki memduha Sadakata vurduk bu yalan dünyadan göçüşün yükünü Özlüyorum ama koklayınca kaybederim diye istemiyom kokunu Siyah saçlarındaki ırmakta yıkansın günahımı isterim Belki o zaman aklanır aşka dair tüm şeytani hislerim Bak geldin işte gördün ruhumdaki o yalancı manzarayı Yetmiyor değil mi beyazların kapatmaya ruhumda ki karayı Şerbete dönüşünde saklarım o zehri gözlerinden içmeye İsyana ektiğim ayrılık tohumunu bin duayla biçmeye Yakamoza sığındım güneşin gölgesi avuçlarımda yorgun Seherin sebebiydi yinede bakışlarında ki gizli yavuklu Sırra kadem basarak rahleyi tedrisattan geçtin mi sandın Zira ay yüzlüde olsan şavkına vurulsam sende ben-i adem yani insandın Sırça köşklerinde gönlünün bir kilimlik mekanımda mı yok sanki Oysa sen gönül deryamı kaplayan tek varlıksın inan ki Gelişin gidişinin hikayesini nakşeder mi şu fukara kalbime Hale hale divit kalem ve sarı bir leylaki nameydi sitare Yuh olsun ebabil kuşlarına Babilin asma bahçelerinde niye görmediler ki seni Oysa ben bile şu silik bakışlarımla çeşme başında fark ettim hayalini Kul bir okuldur derdi tanrıya afffolmamızı diliyen son melekler Sen iste yeter ki zaman yetmez ise cihanda cennette gerçekleşsin dilekler Bir çıkmaz sokağın kaldırım taşları kadar esrarlı giz ustalarının elinde şekillendim "Mihriban" türküsünü söyleyişine benziyor beni sevdiğini söylerken ağlayışın Bu mudur bir ömrü sığdırmak bir çift kara gözün yıldızlar parlayan sakiliğine Yok diyemedim sana ama biliyorum ki bu "evet" değildi senin için hiç bir an "Yallah tazyik" diyen bir bedevinin azizliğine uğramaktı kaçışın Son gün ve son dakikada yeşil bir bohça gibi açılıverdi süprizin Üzgünüm ama kırgın değilim bir damlataşı mağarasına benzeyen pişmanlığından Yeter ki nihayete ermesin serin avlularda biryantin sürdüğün siyah saçlarım "Ah delikanlım" derken yanık sesine vurulurdu havuzlu bahçelerde kadınsı uyanışlar Bilinmezdi kim kimin için ister uzvuna recm eden inanışlar Tevbe saatiydi minarelerden uzayan günahsız silüetimin resmi Yağma yok söyleyemem bu aşkımın en gizli ismi İşte böyle hicvederek kelimelerle anlattım bu onulmaz sevdayı Yaşadım biliyorum bir daha hiç yaşanmayacak bir rüyayı |