4
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1357
Okunma
Veda zamanıdır;
zamanın içinden gülümseyen...
Önce yüklerini boşaltırsın ,
sonra mecburiyetleri asarsın bileklerinden.
Kendin kalırsın kendine yargıç,
affa muhtaç keşkelere saklanmış hatalar
geçer bir bir hızlandırılmış celselerden.
Özlemlerin;
kocaman minderin içinde kaybolan çocuk kadar masumsundur
her günaha bir bedel biçilirken...
Sensin;
Ekilen, biçilen;
dünyaya lokma lokma diyet öderken.
Korkarsın;
aynadaki gözlerin derinliğinden...
Anıları toplarsın;
çürümüş sevgilerden
tek tek yakarsın ellerinin alevinde
küllerini sararsın sigarana
derin bir nefes çekersin
bu son karanlığa...
Acıtamaz artık hiç bir bıçak
çeliklenmiş şuurunu,
kaybettiysen yaşama dair umut mevhumunu
bakma aynaya!
göremezsin ayrışan ruhunu...
Son sur okunur;
doğuran gecenin sancılı seherinden
bir gül açar fezanın engininden
çağırır kimsesizliğini
kimselerin içinden.
kim-liğin mahkemesi dağılır
süzülür;
zamana takılan bedenlerin gölgesinden...
Veda zamanıdır;
zamanın içinden gülümseyen...
Nurhayat Nalçacı
5.0
100% (5)