ALIN TERİ
anne çığlığı yankılandı
badanasız duvarlarda vakit gece ortası canının canı derdindeydi babası koştu daha hızlı koştu karanlık sokak boştu sonunda vardı çekti çıngırak ipini ebe evinin soğuk bir rüzgar esiyordu sessiz o bekliyordu garip ve çaresiz az ışıkta parlıyordu buharı çıkan nefesin uykusu yarıya varmıştı herkesin yaşlı hatice ebe elinde torbası sordu “uzak mı evin” “yok şurda hemencik” dedi babası vardılar eve sonra dar odaya ebe hatice döndü babaya “sen dur girme odaya” oh çekti baba sildi alın terini bir vaveyladır koptu sorma be kardeşim derken ardı ardına “ınga ınga”sesleri düşündü baba yavrum tamam ya eşim ses bekledi tek bir ses eşinden şükür o seste geldi ıngaların peşinden derken ebe göründü kapıda “gel gör bakalım”dedi heyecanlı babaya tanrı vermişti ay parçası bir bebek eşiyle göz göze geldi tuttu ellerini şefkatle sildi alnındaki terlerini büyüdü yiğit bir delikanlı oldu bebek anası da babası da ona vermişlerdi dünya kadar emek genç adam ekmek parasına soyundu akciğer hastası babası madenden emekli oldu onun yerine işe aldılar onu girdi kapkara ocak ağzından içeri geçti kapkara dehlizleri nasır içinde kaldı elleri ak anlından aktı alnının terleri hep çırpındı durdu onların bedenleri üç kuruşa doydular birileri onları hep soydular ter akmaya devam ediyor hep ak alınlardan hiç merhamet görmediler göbekli kravatlı siyah takımlı adamlardan umut da yok politikacı şarlatanlardan hakkını ara yiğit kardeşim hak verilmez alınır haksızlığa katlanırsanız kardeşim hep böyle kalınır |