sözlük san’atcıları
-peki ?
-ne pekisi yavrum? -hocam? -efendim? -bu siyasiler de sanatçı sayılır mı? -ne sanatçısı yavrum? -dansözlük sanatçısı olabilir mi onlar? -nerden çıktı yavrum dansözlük? -sen neler seydediyorsun öyle.. -dansözlük deyince aklımıza, kadınların yarı çıplak vaziyette kıvır kıvır dans etmeleri gelir. siyasetçilerin dansözlerle alakası olabilir mi? -sonuçta, kadın bedenine de erkek bedenini gibi et yığınıdır. erkeklerin ki biraz daha fazla kıllıdır, ve kalın, sert kadınlarınki de tam tersi. -bir doktor için kadınların göğüsleri ve kalçaları yağ torbasıdır. erkeklerin göğüslerinde yağ bulunmaz pek, kalçaları da dediğim gibi kadınlarınınkinin biraz daha kalın, sert vb… -siyasilerin yağ torbası olduğunu mu anlatmaya çalışıyorsun? -hocam, kadınların dediğin beden organları yağ torbasıysa neden erkekler yağ torbalarına tren görmüş öküz gibi bakar … bir de kısa etek giyiyorlar bacaklarından gözlerini alamıyorlar. kadınların bacakları da mı yağ torbası. -yavrum bacak dediğin organ, bedeni taşır, yağdan ziyade kas ve damarlardan oluşur, ortasında uzun bacak kemikleri vardır, kemiklerin çevresi etle, kan damarları olan atar ve toplar damarlarla örgülenmiştir. insan bedenindeki sinirlerin, damarların uzunluğu dünyanın çevresini birkaç defa dolaşır derler uzunluk olarak…bu konuyu da sen araştır. ben tam bilmiyorum. -hem sen neden bu yağ torbalarına taktın kafayı, kaç yaşındasın sen? -hocam, ergenliği aştım. eğer o konudan bahsediyorsan. -peki, nedir bu siyasilerin dansözlük meselesi? kafanı kurcalayan ne? hem neden kadınlarla dansözlüğü kıyaslayarak cinsiyet ayrımcılığı yapıyorsun. sen erkeksen, o kadın. sadece fiziksel ve ruhsal ayırıcı özellikleriniz var. ruh konusuna girmeyelim daha çıkabilen birisini görmedim ben. sen de fazla girme ruh konusuna ucu bucağı yok çünkü. yine de düşün. -hocam.. -efendim? -ben seçim öncesi siyasilerin söyledikleriyle, seçim sonrası söylediklerine bakıyorum da, aklıma sadece dansözler geliyor. başka bir meslekle bağlantı kuramıyorum. -yavrum, dansözler ekseri göze hitap eder, siyasiler ise ekseri kulağa. erkekleri etkileyenler ise kıvırmasını iyi bilenleridir. hem kulağına fısıldar, hem gözüne anlam veremediğin sinyaller gönderirler ama ne gönderdiklerini ihtimal kendileri de bilmezler ve erkekler de gönderilenlerden ne aldığını. yani işin ucunda bir gönderici, arada hava boşluğu yani iletişim alanı, diğer ucunda da göz ve kulak var. bu konuyu bilimsel olarak başka nasıl anlatabilirim sana bilmiyorum. -hocam.. -efendim.. -siyasiler yalancı mı? … yavrum sen bu gidişe şişi de yakacaksın, kebabı da? bunları yakarken de yağları cazur cuzur ateşe damlatacaksın. inşallah kendini yakmasın.. hem de bakalım bu yaşında sen neden siyasetle bu kadar ilgilisin… … -hocam, dinimizde yalan söylemek haram derler, günah derler. o zaman bu siyasilerin dinimizle alakası yok görebildiğim ve duyabildiğim kadarı ile. -oğlum, ahir zamandayız. ahir zaman deyince benim tüylerim diken diken oluyor da sana nasıl anlatabilirim ahir zamanı. tüylerimin diken diken olmasını nedeni ise tarihte insanlarca yaşanan ve yaşatılan insanlık dışı hal ve hareketler. ahir zamanda, geçmişte ne kadar yaşanan olumsuzluk, kötülük varsa yaşanacak, aynı zamanda da geçmişteki iyilikler güzellikler de yaşanacak. olaylara nereden baktığın önemli. iyilik ve güzelliklere mi bakıyorsun, yoksa kötülük, çirkinliklere mi? galiba ben kötülük ve çirkinlikleri daha çok görüyorum ki ürperiyor ve utanıyorum yapamadığım iyilikler ve güzellikleri düşündükçe korkuyorum. lakin sen eline hangi fırsat geçerse geçsin iyilik yap, güzelikle, anlayışla davran karşındakilere. -hocam.. -oğlum, zekanı güzel düşünceler için çalıştır. aklına dansözleri getirme. beni de siyasilere benzetme! ;) -hocam sen de açıklayamıyorsun değil mi;) siyasilerin neden yalancı ve dönek olduklarını? -sabır, evladım sabır. eğer sen yalancı olmazsan, sen söylediğin sözden dönmezsen hayatın boyunca yalancılar da, yalancılık da, dönekler de azalır birer birer. kendine güveniyor musun hiç yalan söylememe konusunda. -hocam.. -efendim.. -chp genel başkanı kemal kılıçdaroğlu yüzde 35 oy alamayınca , akp genel başkanı ve başbakan ahmet davutoğlu da tek başına iktidar olamayınca istifa edeceklerini söylemişlerdi.? evet yavrum, ben de duydum televizyonlarda, seçim meydanlarında söyledikleri o sözleri.. -peki hocam, istifa etmeleri için yasal bir süre mi var? partilerin bu konuda karar almaları mı gerekiyor. yani başkanlarının yalancı durumuna düşmelerini engellemek için, onları istifaya zorlamaları mı gerekir. yoksa parti mensupları da başkanlarının söyledikleri sözlerden sorumlu mudurlar? benim görebildiğim hepsi kıvırmaya başladı çünkü. dün söylediklerini, bugün unutmuş gibiler. -yavrum, sen nasılsan, toplum nasılsa, onları yönetenler de öyle olurlar. sen diyorsun ki, siyasilerin topu, tüfeği, alayı, yalancı, dansöz. ben bunların söylediklerine nasıl güvenebilirim? -sana diyeceğim şu ki, ömrü hayatında sırtını siyasilere dayama. onlarla fazla haşır neşir olma. makam saltanat sevdası gütme. hakkın neyse onunla yetin. kendine güveniyorsan çık meydana. sözünün eriysen çık meydana. söylediğin sözlerden döneceksen milleti utandırırsın, milletin hakkına girersin. milletin fertleri aynaya baktıklarında kendilerinden utanır duruma gelirler, boyunları dik olmaz, eğilir. -evet, son durumda, hem kılıçdaroğlu hem de davutoğlu istifa etmedikleri sürece alınlarına yalancı mührünü yemiş sayılırlar. son tahlilde; -sen her ikisine de yalancı veya teşbihte hata olmasın, dansöz diyebilirsin. yine de her tarafta bunu dillendirme. yüz karasını yüze vurma. -peki hocam, susmam mı gerekiyor. -sus oğlum, sus artık. sıra nasılsa sana da gelecek bir gün. seni de göreceğiz, yalancı mısın, dansöz müsün yoksa değil misin. -hocam, ben asla yalancı olmayacağım. milleti utandırmayacağım. milletin başını önüne eğmelerine neden olmayacağım. milletim benden utanmayacak. -hadi bakalım. toplum düzelmeye başladı o zaman. inşaallah. (-yavrum, bu yazıyı ihtimal şiir bölümüne eklediğimiz için kaldıracaklar. -neden ki -sorma oğlum sorma... -sen yatsı namazını kıldın mı? --hiç kalır mı hocam bu saate yatsı namazı. sen dememiş miydin yatsıyı gece yarısını geçirmeden mutlaka kıl diye... -hocam, bu namazda... -hadi oğlum hadi, yat artık, sabah namazını kaçıracaksın... -hocam sen hiç namaz kaçırdın mı -yavrum aklımı kaçıracağım artık... sen namazdan bahsediyorsun. sabah namazı diyorum, saat kaç oldu diyorum..) |