Umdum ki...
Hep umdum ki seyredilsin özler
duvarları olmasın insanların ezilmekten korkarak gizlendikleri kar tanesine iliklensin kin bir tebessümle erisin kapılar kilitsiz, sursuz bir şehir bırak çağlasın vicdan doğuşlu nehir kuşlar uçsun endişesiz kafesi olmasın hiçbir evin kızılmasın, hiçbir kız ağlamasın onların yerine yaş düşsün pabuçlarına bizden olan ceketsiz hükümdarın ıslatmasın yağmurlar dahi bal kümesine dönüşsün çocuk yüzleri tattıkça tadalım hep nevbahar olsun hızır, ilyas bahçemize otağ kursun mehdi mi, ordusuyla çeşmemizde aram eylesin mesih makbul duasıyla gelsin aramızdan biri gibi seherde dökülsün haykırışlar Allah buyruğuyla ipe dizilsin geceler çorak gönüllere sığmasın yaşlar elinizin üstünde O’nun eli bulunsun mutlak doğru benim, demesin kimsemiz kaş yaparken göz çıkar kim bilir laf eğilip bükülsün, yeter ki kırmasın tahribi onarılmaz belki Kabe’nin akıl mı, sezgi mi rehber kim yolcu rehavete mi mahkum ardına düşülsün çölleri cennetlere çeviren gülün o gül ki parmaklarından suya kandı kum |